6'lı masada yaşananların danışıklı dövüş olabileceği ihtimalini dillendirenler var.
Plan şuymuş...
Akşener masaya dönecek ve şu birkaç günlük moral çöküntüsü havasıyla terbiye edilen seçmen, HDP alerjisi dahil bütün itirazlarını unutacak, kulak memesi kıvamına gelecekmiş.
Seçmene sıtmayı gösterip ölüme razı edeceklermiş yani.
Teorileri üretenlere bir şey demiyorum. İnsanlar şaşırmakta haklı.
60 yaş üstü 6 koca insanın, 1 yıl boyunca 12 kez bir masa başında toplanıp birbirlerine yalan söylediklerine... Gülerken alttan kuyu kazdıklarına inanamıyorlar.
"Bir plan olmalı, bu kadar acemilik, şark kurnazlığı olamaz" diye düşünüyorlar.
İyi de Akşener "kumar masası"na dönse bile iki gün önce iktidar yolundaki kaya olarak tarif ettiği Kılıçadroğlu için mi oy isteyecek?
Karşılıklı edilen hakaretleri, tehditleri, ifşaları görmüyor musunuz?..
Ne Akşener'in "Sorosçuluğu", "AKP'liliği" kaldı ne Kılıçdaroğlu'nun "pusuculuğu", "mobbingciliği".
Her gelen bir yumruk atıyor. Eski tüfek HDP'lisinden endişeli muhafazakârına herkes elindekini avucundakini fırlatıyor.
Ayrıca karşı karşıya olduğumuz kontrollü bir krizse Meral Hanım'ın kalkıyorum demesi yeterdi değil mi?
Giderken sırf Kılıçdaroğlu'nun canını yakmak, moralini bozmak için İmamoğlu ve Yavaş'la ilişkisini ifşa etmesi... Birkaç saat sonra da Kılıçdaroğlu'nun mezhebini söz konusu edip adaylığına itiraz ettiği için kafa iznine gönderdiği Cihan Paçacı'ya törenle görevini iade etmesi... Bildiğin şahsi dalıyor Meral Hanım.
Hayallerinizi yıkmak, tesellinizi elinizden almak istemem ama danışıklı falan değil, bildiğiniz bel altı dövüş bu.
Seçimden sonra çıkacaktı, dua edin şimdi başladı.
***
ÇOK RAHAT ÇOK PROFESYONEL
6'lı Masa'daki depremle ilgili ağzını bile açmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Kısıklı'daki konutundan Vahdettin Köşkü'ne giderken yolda otomobilinden inmeden gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kısa röportajı izledim.
Bu kuru gürültünün içinde Erdoğan'ın meşguliyetlerine dair kafasında gram şüphe bulunmadığı ve sürece hâkim olduğu hem halinden hem de samimi sözlerinden rahatça anlaşıyordu:
"Bizim dökülen taşları toplamak gibi derdimiz yok. Bunun böyle olacağını aylar önce söylemiştik. İranlıların meşhur atasözü ile 'Oturdular, konuştular ve dağıldılar' demiştik. Öyle oldu mu, şu anda oldu. Biz can derdindeyiz, bunlar ise mal derdinde. Bu dağılmanın olduğunda biz bilim insanlarıyla toplantı halindeydik. Çünkü biz can derdindeyiz. Ortada bir felaket var. Biz bu felaketi nasıl önleriz, nasıl bir önce bu enkazı kaldırıp 1 yıl içinde konutları derleyip toparlayıp dışarda kalan vatandaşlarımızı evlerine yerleştiririz, bunun peşindeyiz."
***
ŞİRİN KULAKLARINA İNANAMIYOR!
Bağımsız, tarafsız gazeteci Şirin Payzın haykırıyor:
"KK diyor ki 1 senedir... Siyasi beklentim yok. Bundan sonra tek dileğim ülkeyi düze çıkarmak. Sonra siyasete noktayı koyacağım.
Cumhurbaşkanı seçilirsem yetkilerimi size devredeceğim. Sembolik kalacağım ve siz masayı devirip şahsi çıkar, kumar masası, noter diyorsunuz... Açıklamalısınız!"
Şahsi bir soru mu yoksa gazetecilik mi yapıyorsunuz Şirin Hanım? Telaşınızdan yine anlaşılmıyor da.