Siyasetin gündemi soldan sağa CHP, Saadet Partisi, İyi Parti, Gelecek Partisi, Deva Partisi, Demokrat Parti'nin verdiği ittifak pozu.
CHP yandaşı gazetecilerden biri dün, karede Millet İttifakı'nın fiili ortağı HDP'ye yer verilmemesi yönelik eleştirileri şöyle savuşturmaya çabalıyordu:
"Bu arada muhalefet zirvesinde HDP yok ama HDP de demokratik parlamenter sistemi destekliyor. Haliyle ilk yapılacak genel seçimlerde TİP gibi diğer sol partilerle ittifak yapması beklenen HDP, Anayasa Değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefet bloğuna dışarıdan destek verebilir.
Tabii ya... Millet ittifakı'nın muhtemel Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu da Kemal Beyin yanına aldığı küçük partilerin tümünden fazla oy alan ancak utanılan HDP'lilerle bir poz verir, olur biter.
Kürt seçmeni bilmem ama HDP daha ne ister ki...
***
SON DÜNYA SAVAŞININ HİTLER'İ KİM OLACAK?
Ukrayna krizine sık sık dünya savaşlarından göndermeler yapılıyor.
Dün de Ukrayna'nın Londra Büyükelçisi, Moskova'da Putin'le uzaktan görüşen Macron'u, 2. Dünya Savaşı öncesi Münih'te Hitler'le buluşan İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain'e benzetiyordu...
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace de "havada bir Münih kokusu var" demiş.
Ülkesine dönünce havaalanında Hitler'in görüşmede imzaladığı alelade bir kağıdı "barışın garantisi" diye gururla havada sallayan Chamberlain'ın aceleciliği ve acemiliği Macron'u aratmıyor.
Putin'in Macron'a Moskova'da reva gördüğü aşırı mesafeli protokol de Hitler'in Münih'te "ağırladığı" Chamberlain'ın önüne bir tas yemek bile koymamasından hallice...
Ne var ki, tarih kitaplarının yazdığı resmi teze bakacak olursak o dönemde İngiltere, Fransa ve ABD, Hitlerin savaş çıkartmasını engellemek için çaba gösteriyordu.
Şimdi ise aynı ekip, zamane Hitler'i ilan edilen Putin'i savaşa kışkırtıyor.
Putin işgal planladığı iddialarını açık bir şekilde redderken, batı cephesi "Yok yok ha bugün ha yarın Ukrayna'ya gireceksin" diyor.
Acaba Hitler'de mi aynı şekilde savaşa çekildi yoksa olası son dünya savaşının Hitler'ini başka yerde mi aramalıyız?
***
BEYEFENDİ ACABA TEST YAPTIRMAYI MI BIRAKSA?
56 yaşındaki Muzaffer Kayasan isimli vatandaşın testi tam 80. kez pozitif çıkmış.
14 aydır karantinada izole edilen Muzaffer Beyin söyledikleri acıklı:
"Lösemi olduğum için bağışıklık sistemimin çok zayıf olduğunu ve bu nedenle testimin pozitif çıktığını, ama aslında Kovid olmadığımı söylüyorlar. Yani Kovid'im ama değilim. '(Virüsün) partiküllerini taşıyorsunuz, onun için de test pozitif çıkıyor' diyorlar. Psikolojik olarak da bitmiş durumdayım. Beynim artık her gün bana 'Muzaffer bugün öleceksin' diyor. Her gün bir kere daha ölüyorum."
Kimseye tıbbi tavsiyede bulunamam elbette. Ancak beyefendin doktorlarının bulundukları tavsiyelerin de hiçbir işe yaramadığı hatta hastanın durumunu daha da kötüleştirdiği ortada değil mi?
O halde sormak zorundayız...
Acaba tıbbın "Kovidsin ama aslında değilsin" teşhisi koyduğu Muharrem Beyin tecrit edilmesi durumunu daha kötüleştiriyor olmasın.
Korkusunu üzerinden atması sağlansa, sevdiklerine sarılsa, temiz hava, güneş ışığı alsa, azıcık morali düzelse...
Bir de acilen, mucidinin bile pandemilerde çalışmaz dediği şu test işine son verse hiç mi işe yaramaz diyorsunuz?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz