Haber bültenlerinde, ormandan, sahilden tek başına haber geçen muhabirleri maskeyle görmeye alıştık.
Görüntüyü kirleten, muhabirin söylediklerini işitmemizi zorlaştıran bu uygulamanın pratikte kime, neye faydası var anlayabilmiş değilim.
Denk geldikçe muhabir arkadaşlarıma soruyorum...
Editörlerin, sokakta tek başına olsa bile maskesiz anons çeken muhabirlerin haberlerini elediklerini, yayına girmediklerini söylüyorlar.
Pandemi sürecinde böyle bir "gelenek" oluşmuş.
Düşünüp düşünüp bu duruma mantıklı bir cevap bulamayınca aklıma Bilim Kurulu geldi haliyle... "Acaba onların tavsiyesiyle RTÜK mü dayatıyor bu kuralı?" dedim.
Farklı kanallarda yöneticilik yapan dostlarıma danıştım, "hayır" dediler. Vatandaşa örnek olmak hassasiyetiyle durumdan vazife çıkarmışlar. Bir kanal yapınca da hepsi onu izlemiş...
Muhtemelen bir iki ay öncesine kadar programına maskeyle çıkan, konuklarına da taktıran "Altaylı ekolünden" etkilendiler.
Ama biliyorsunuz, maskesini gevşeten vatandaşlara ekrandan hakaretler savuran Altaylı bile çıkardı artık; yayına ağzını bağlamadan çıkıyor...
Mustafa Kartoğlu ve birkaç meslektaşımız da yayında maske takmayı nihayet bıraktılar.
Geriye bir tek Altaylı'dan devraldığı "halkı bilinçlendirme" davasını İslamcı camiada inatla taşıyan Kanal 7 Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk kalmıştı... Çift maske çıktığı canlı yayınlarda gözlükleri buğulanarak nefes nefese konuşması içimizi parçalıyordu...
Öztürk'ü geçen gün TRT'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a soru soran gazeteciler arasında gördüm ama bu kez ağzı açıktı.
Hem şaşırdım hem de normal nefes düzenine geçtiğini görünce onun adına ferahladım.
Artık Cumhurbaşkanı mı çıkarttırdı ya da ani bir aydınlanma mı yaşadı bilmiyorum...
Fakat önemi yok. Medyanın maskeli beşleri dağıldığına göre kanallarımız açık havadaki muhabirleri de azat edebilirler artık.
Hem, "halkı bilinçlendirmek" Hikmet Kıvılcımlı'nın dediği gibi, dolmayı pirinçlendirmeye benzemez.
***
MARMARA'YA SULULUK DEĞİL TEMİZ SU LAZIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyondaki son röportajında Marmara'daki kaygı verici kirlenmeyle ilgili olarak, "Sadece burası da değil Ergene... Ergene'nin kıyısında hep CHP'li belediyeler olduğu için oradaki fabrikaların atıklarını engellemiyorlar... Müsilaj olayı farklı bir olay. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız da üniversitelerle ortak çalışmaya girdi. Bunu çözeceğiz. Bunu İBB'nin eline bırakamayız" dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 7 Kasım 2019'da, eski yönetimin başlattığı Silahtarağa Atık Su Arıtma Tesisi çalışmalarını, "temel atmama töreni" düzenleyerek gururla durdurduğunu düşününce, içimizi ferahlatan bir karar.
***
TÜRKİYE, MÜZİK ANTROPOLOĞUNU KAYBETTİ
Çarşamba gecesi meşhur Kalan Müzik'in kurucusu Hasan Saltık'ın ölüm haberini alınca aklıma sayesinde dinlediğim o harika şarkılar geldi.
Pek çok sanatçıyı ve eski Osmanlı kayıtlarından azınlıkların ezgilerine kadar kaybolmaya yüz tutmuş müzikleri onun sistematik çalışmalarıyla tanıdık.
Bu yüzden kendisi de bir müzisyen olan Saltık'a "Türkiye'nin müzik antropoloğu" deniyordu.
Yaptığı çalışmalar yüzünden kimi zaman bölücülükle suçlandı... Kimi zaman da Dersim'le ilgili açıklamaları ya da 15 Temmuz'a "kontrollü" demediği için mahallesinin eleştirilerine maruz kaldı...
Gerçek bir sanatçı, "müzik adamı" olduğu için umursamadı bile, işine baktı.
Zihnimize kazıdığı her şarkıda ismi aklımıza gelecek.
Allah rahmet eylesin. Yakınlarına sabır dilerim.