Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Youtuber FETÖ’cülerin yeni ekmek kapısı Sedat Avni

Sedat Peker'in ekmeğini yemeyen kalmadı...
Daha önce "Oluk oluk kanlarını akıtacağım" diye tehdit ettiği için davalık olduğu akademisyenler bile Peker videolarını yorumlamak için Youtube kanalları açıyorlar...
15 Temmuz'dan birkaç ay önce tescilli bir FETÖ'cüye, "Vaay Fuat Avni özlettin vallahi, gözümüz mesajlardaydı" diye özlemle seslenen Fatih Portakal'ın Youtube kanalına bile nur yağdı.

Nasıl olsa #mafya #peker etiketiyle yüz binlerce tık garanti.
Ama kuşkusuz, bu kanlı mafya dizisine ekmek doğrayıp karnını doyuranların ilk sırasında firari FETÖ'cüler var.
"Sezon" başladığından beri yıllardır Peker'in bugün söylediklerini bire bir dile getiren ancak bu kadar reyting alamayan Youtuber şakirtler paraya para demiyorlar.
Firarilik günlerinde para için birbirlerine silah çeken şakirtlere "himmet gibi" gelmiş olmalı.
Peker, telif hakları için FETÖ'cü Youtuber'lara dava açar mı bilmiyorum...
Peker, Fetullah Gülen'den imzalı Rolex alacak kadar itaatkâr olsa da ihtimal dahilinde.
Hem, son olarak Meral Akşener'i tehdit ettiği eski tweet'lerini silince seyircilerinden "Tweet silen mafya babası mı olur" eleştirisi alan Peker'in yapmadığı ne kaldı ki?

***


BU KADAR İLGİ SEVGİ DE FAZLA ARTIK
Dünya Sağlık Örgütü, bilim kurulları ve "uzmanlar" Türkiye gibi yazla birlikte açılan, açılmayı planlayan ülkeleri uyarıyorlar...
Virüs etkisini kaybetmemiş... Hâlâ çok tehlikeliymiş. Hindistan'da olduğu gibi, yeni "keşfedilen" varyantlar da bunun kanıtıymış.
Korona mutasyonlarına isim bulmak için Yunan alfabesine bile göz diktiler... Ama varyantların sebebinin virüsü dirençli hale getiren aşılar olduğu tezine nedense dönüp bakmıyorlar bile.

Oysaki iddia sahipleri Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'ın tabiriyle, bizler gibi "tıp eğitimi almamış zır cahiller" de değil...
Adıyla sanıyla, çalışmalarıyla, yayınlarıyla konuşan başarılı bilim adamları. Aralarında Nobel alanlar bile var.
Kaldı ki, bulaşmanın yoğun olarak kapalı alanlarda gerçekleştiği DSÖ tarafından kabul edildi.
Açık alanda temiz hava ve güneşten D vitamini almanın bağışıklığı güçlendirdiği, bunun da koronaya karşı en güçlü silahlarımızdan biri olduğu biliniyor...
O halde "Açık havada virüsün bulaşma riski çok düşük olsa da imkânsız değil" gibi savunmalarla şu kadarcık açılmayı bile sabote etmeye çalışmanın "bilimsel" izahı ne?
"Olasılıksıza" yakın ihtimaller için, insanı fiziksel ve manevi olarak hayata bağlayan pratiklerle "oynamak" aşırı bir maliyet değil mi?
Yazık, hep sevgiden, bizi bizden bile daha çok düşündüklerinden işte.
Milyonda bir olsa da ölme ihtimalimiz olmasına tahammül edemiyorlar...
Koronadan ölmesek hayatımız garanti, bu kez de mevzu sadece bilim değil, "insanlık" ya, ona mahsuben.

***


HE YAV HE HE...
İzmir'in turistik ilçesi 46 bin nüfuslu Çeşme'de vaka sayıları sıfırlanmış.
Yerel yöneticiler, tıp otoriteleri bu durumu alınan izolasyon tedbirlerine bağlıyorlar...
Sahilde maske takmak, akşam 9'da eve girmek gibi önlemler işte...
Aklıma, 17 günlük tam kapanma sürecinde Bodrum'dan yükselen feryatlar geliyor...
İstanbul, Bodrum'a akınca "20-30 yatağımız ya var ya yok. Herkes buraya geliyor, korona patlayacak" diye isyan etmişlerdi...
Hatırlıyorsunuz değil mi?
Sonuç ne oldu?

Hiç... Çeşme'de ne olduysa o işte.
Ne vakalar arttı, ne hastaneler kilitlendi.
Tam aksine korona da dahil, üst solunum yolu hastalıkları bitme noktasına geldi.
Evet, biz buna "yaz" diyoruz.
Ama siz yine de uluorta söylemeyin e mi...
"Çağdaşlar" çok kızıyorlar da.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA