Yeni izolasyon kararlarına göre ramazan ayı boyunca lokanta ve kafeler kapalı olacak.
Bu uygulama aylarca kapalı kaldıktan sonra kısa bir süre önce açılan ve yeni yeni kendini toplayan esnafı zor durumda bırakacak.
Üstelik bu sıkıntılı dönemde zenginler spekülasyon peşinde koşarken elindekini avucundakini sektöre girmek için harcayan yeni müteşebbisler de var.
Geleceğini bu ülkede görüp umutla piyasaya giren, yeni bir işletme açan, istihdam yaratan bunca insan...
Üzerine bir de geçimini gündelik kazandığıyla sağlayan hizmet sektörü çalışanlarının yaşayacağı sıkıntıları ekleyin...
Belli ki bu karar "Nasıl olsa ramazanda müşterileri az olur" diye düşünülerek "pratik" bulundu. Ama sonuçları itibarıyla astarın yüzünden pahalıya geleceği açık.
Sokakta kiminle karşılaşsam, nereye gitsem bu durumdan yakınıyor.
İktidardan söz konusu uygulamayı yeniden değerlendirmesini istiyorlar.
İletmek bizim görevimiz.
***
KAPALI OKULU KİM YÖNETECEK KAVGASI
Boğaziçi Üniversitesi'ne atanan rektörü protesto eylemleri aylardır devam ediyor.
Geçtiğimiz gün de Kadıköy'de olaylar çıkmış.
Merak ediyorum...
Eğitimlerini, okul yöneticilerini belirleme hakkı isteyecek kadar önemseyen bu "bilinçli öğrencilerimiz" üniversitelerinin kapalı olmasını hiç umursamıyorlar mı?
Aralarında "Okul kapalı, biz rektörü tartışıyoruz devrimciler" diyen yok mu?
Bu arada dünkü eylemde Okyanus ötesindeki kampanyaya atıf yaptıkları "Nefes alamıyoruz" dövizleri taşıyorlardı.
Açık havada taktığınız çift maskeden olabilir mi arkadaşlar?
***
BAYRAM DEĞİL SEYRAN DEĞİL...
Sosyal medyada Çin'in Uygur Türklerine yönelik politikalarını protesto eden yaygın küresel kampanyalar düzenleniyor.
1 Nisan gecesi de "ŞakaDeğilSoykırım" etiketi Twitter'ın en konuşulan (TT) konusuydu.
Konuya İslamcısından solcusuna, milliyetçisinden liberaline kadar siyasi yelpazenin her kesimi duyarlı.
Öyle ki, "Ayasofya imamı her konuda niye konuşuyor" diye soranlar bile bu konuda da görüşlerini açıklayan Mehmet Boynukalın'ı RT ediyorlar.
Beni en çok şaşırtansa Türklere, Müslümanlara ya da mazluma tavırlarını Filistin meselesinden çok iyi bildiğimiz ABD elçiliklerinin bu kampanyadaki performansı...
Yıllardır çocuk işçileri köle gibi çalıştırmalarıyla bilinen küresel markaların Uygur Türklerine yönelik duyarlılıkları...
"Artık Çin'den pamuk almıyoruz" türünden yürek parçalayıcı fedakârlıkları.
Evet, Uygur Türklerine karşı duyarlıyız. Çin'in yaptığı ettiği de ayrı konu.
Ama bilesiniz ki, bu hariçten gazel okuyanların bayram değil seyran değil hassasiyetlerimize kondurduğu öpücük de hiç hayra alamet değil.
***
NE GÜLDÜRÜYOR NE DE DÜŞÜNDÜRÜYORSUNUZ CEM BEY
Bugüne kadar güldürdüğüne şahit olmadığımız komedyen Cem Davran belli ki şansını "düşündürmekte" denemek istemiş.
Oturmuş, sanatıyla anlatmadığını yazılı olarak aktarmaya çalışmış... Üstelik bize de değil, gelecek nesillere. Gençliğe hitabe denemesinde şöyle diyor:
"Bugünleri araştırırken karşınıza, özellikle salgın dönemi çok kötü yönetildi gibi bilgiler çıkabilir, hemen inanmayın, özgür aklınızla iyice inceleyin, daha da kötü olduğunu göreceksiniz."
Pandeminin ilk günlerinden beri iktidardan daha fazla yasak ve kısıtlama talep etmekten başka bir şey yapmayan bu tayfanın şimdi yakınmaya geçmesi hakikaten çok acıklı.
Öyle ya, devletler, toplumlar, seyircileriniz panik halindeyken, dert ettiğinizi söylediğiniz sürecin daha iyi yönetilmesi için ne risk aldınız?
Yükselen popülist dalgaya karşı bir kulaç olsun attınız mı?
Hani sanatçısınız, aykırısınız, toplumun ufkunu açıyorsunuz, hatta gelecek nesillere sesleniyorsunuz falan ya...