Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Şırnak’ın sırrı

Hafta başında açıklanan Türkiye'nin korona risk harita kıpkırmızı.
Bütün illerimizde artık cumartesi günleri de sokağa çıkma yasağı var.
Tesellimiz, birkaç hafta önce açılan ve az da olsa soluk alan lokantaların, kafelerin çalışmaya devam edecek olmaları.
Geçtiğimiz haftalarda, sınırlamanın kaldırıldığı Güneydoğu illerimize, nam-ı diğer Mavi Vatan'a yaptığım seyahatte ziyaret ettiğim Şırnak'sa kırmızı Türkiye haritasında mavi bir mücevher gibi ışıldıyor.

Şırnak'ın
başarısına dair teoriler muhtelif...
Ben bildiğiniz üzere hâlâ kente yaptığım ziyarette ikna olduğum teoriyi savunuyorum. Korona vakalarıyla ilk yüzleşen kentlerimizden biri olan Şırnak sırasını savdı. Hastalandı iyileşti, o kadar.
Yani Şırnak'ınki, hastalıklarla mücadele eden insanlığın binlerce yıldır bildiği bir "sır".
Genel havaysa Şırnak'ın izolasyon kurallarına tüm Türkiye'den daha fazla uyduğu için bu başarıyı yakaladığı yönünde.
Bilim Kurulu da, onların tavsiyeleri uyarınca tedbirleri sıkı tutan iktidar da ve hatta muhalefet de bu görüşte.
Dolayısıyla havaların iyileşip mevsimsel sebeplere bağlı üst solunum yolu enfeksiyonlarının azalmaya başlayacağı yaz aylarına kadar bu haritayla yola devam edeceğiz gibi görünüyor.
Yazın "bu senenin mevsimsel gribine" bağlı vakalar azalınca biraz rahatlarız. Bazı illerimiz yeniden maviye, sarıya boyanır.
Eylül, ekim gibi sonbaharla birlikte havalar soğuyup insanlar üşütmeye, hastalanmaya başlayınca da yine başa sararız.
Çoğunluğumuzun "gayet normal" bulduğu gidişattan benim anladığım bu.

***


ZAMAN DAHA HIZLI MI GEÇİYOR NE?

Bugünlerde sık sık "Zaman daha hızlı mı geçiyor" şeklindeki samimi söylenmelere şahit oluyorum.
Belli ki pandemi nedeniyle son bir yılda yaşadığımız şaşırtıcı değişimler zaman algımızı bozdu.
Zira bir sabah kalkıyoruz ki, 50 yıl sonrasını anlatan bilim kurgu filmlerinde gördüklerimiz gerçek olmuş.

İnsanlar da en azından bu kadar çabuk beklemedikleri değişimler karşısında şaşırmaya bile vakit bulamadan, refleks olarak alışma yolunu seçiyor.
Kim bilir belki hızlanan zaman değil, insanoğlunun muazzam uyum sağlama kabiliyetidir.
Einstein yaşasa ne derdi bilmiyorum ama bu da "psikolojik görelilik" olsa gerek.

***


YEMEK SİPARİŞİ VERECEĞİZ DİYE HOLDİNG SAHİBİ OLMAYALIM DA!

Bir girişimcilik başarısı olarak hafızlarımızda yer edilen Yemek Sepeti isimli uygulama hack'lenmiş.
Tam 21.5 milyon kişinin etkilendiği belirtilen siber saldırıda kullanıcıların adı, adresi, telefonu, elektronik postası, şifresi ve IP bilgileri dolandırıcıların eline geçmiş.
Şirket hakkında inceleme başlatan Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nun açıklamasından öğrendiğimiz kadarıyla; 18 Mart 2021 tarihinde kimliği veri sorumlusunca belirlenemeyen şahıs ya da şahıslarca Yemek Sepeti'nin sunucusuna erişilmiş...

Yetkisiz bir erişim olduğunda uyarı veren araç üzerinde sorun kaydı oluşmuş ancak "bir aksaklık" nedeniyle yetkisiz erişim o an fark edilmemiş...
25.03.2021 tarihinde gelen alarmlar incelendiğinde şüpheli bir davranış tespit edilmiş. Yemek Sepeti'ne ait bir web uygulama sunucusu üzerinde bir açıklık bulunduğu, bu açıklıktan yararlanılarak uygulama kurulduğu ve komut çalıştırılmak suretiyle sunucuya erişilebildiği anlaşılmış.
Yemek Sepeti ise olan biteni ancak 27 Mart'ta kullanıcılarına duyurmuş.
Mevzu nedense medyada hak ettiği kadar işlenmedi. Her olayda vergisinin hesabını soran "bilinçli tüketici" de ilgisiz.
Sorgusuz sualsiz kişisel verilerimizi paylaştığımız, düşük maliyetlerle milyon dolarlar kazanan internet siteleri güvenliğe ne kadar bütçe ayırıyor gibi hayati sorular kimsenin umurunda değil.
Ama sosyal medyada gençler geyiğin dibine vuruyorlar.
Onlar da olmasa...

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA