Önünden iki üç kere geçseniz gözaltına alınma ihtimaliniz olan Washington'daki Kongre binasına girmek meğer ne kolaymış!
Canlı canlı izledik işte...
Geçen hafta çarşamba günü çıplak bedenlerine bizon kürkü geçirmiş, kafasına boynuz takmış, elinde de konfederasyon bayrağı olan silahsız birkaç tip ABD'nin kalbini ele geçiriverdi. Şak diye...
İki kuleye uçakla girip ABD'ye diz çöktürmek isteyen El Kaide onca zahmete boşuna girmiş belli ki!
Az ötesinde 10 binlerce göstericinin toplandığı gün devletin en önemli kurumunun güvenliğinin en düşük seviyeye indirilmesi, üç beş polise emanet edilmesi normal mi?
Hepsini geçtim... Diyelim ki, elinde dünyanın en güçlü ordusuna ve istihbarat servisine sahip devlet aygıtı olan bir ABD Başkanı darbeye niyetlendi... Sizce bu işi kıyafet balosuna gider gibi giyinmiş meczuplara mı ihale eder?
Ama tüm dünyanın bu uçuk senaryoya inanması isteniyor.
Küresel merkez medya, Kongre binasında öldürülenler öne sürülen silahsız piyonlar değilmiş gibi, "Kanlı Kongre baskını" kalıbını kullanıyor.
Dahası bu ciddi ithamlarla muhatap olan Trump'ın cevap vermesine müsaade etmiyorlar. Tüm medyadan ve dijital platformlardan sesini kapatıyorlar.
Tıpkı Başkan'ın, Kongre baskını tiyatrosu yaşanırken, göstericilere yönelik tepkisini, uyarılarını kuru gürültüye getirdikleri gibi...
Oysa dünya "Trump darbesi" diye geviş getirirken, geçtiğimiz gece darbenin hası yaşandı. Kongre binası yüzlerce ağır silahlı asker tarafından işgal edildi.
Ne sokakta tek bir Trump yanlısı gösterici var ne de yakın uzak bir Kongre baskını tehdidi konuşuluyor.
Trump da zaten koltuğunu beş gün sonra halefine teslim edecek. Kızı Ivanka bile Biden'ın başkanlık konuşmasına katılacağını açıkladı.
Sizce neyin telaşıdır bu?
Bütün veriler gösteriyor ki, bir ABD Başkanı'nı daha darbeyle halletmenin...
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
AŞILAMADA ÖNCELİK KİMLERDE OLMALI
Basınımızın "Nerede kaldılar" diye sabırsızlandığı korona aşıları memlekete ulaştı.
Geçtiğimiz gece Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu üyeleri ve Prof. Dr. Mehmet Ceyhan aşılarını oldular.
Dün itibarıyla aşı vurulan vatandaşların sayısı da 300 bini buldu.
Önceliğin riskli kişilerle temas halinde olan sağlık personelimize tanınması normal. Zaten mutlaka tavsiye edenler de kendileri.
Aşılar ikinci olarak, günlerdir "AKP'lilere iltimas geçiliyor, gizli gizli aşılanıyorlar" diye gürültü kopartanlara yapılmalı. İlk aklıma gelen Engin Özkoç...
Hem kimse kendini dışlanmış hissetmez, devletin kimseye ayrıcalık tanımadığı kamuoyuna gösterilmiş olur.
Ardından da yakınılan "toplumsal kutuplaşmayı" bir nebze de olsun giderecek bu formüle itiraz edenler aşıya alınabilir.
***
NE AŞI KARŞITIYIM NE DE ANTİBİYOTİK AŞIĞI
Sokağa çıkma yasakları, açık havada maske zorunluluğu, okulların tatil edilmesi ve işyerlerinin kapatılması gibi tedbirlerin işlevini sorgulayınca otomatikman "aşı karşıtı" ilan ediliyorsunuz.
Daha önce de yazmıştım, bir kez daha altını çizme ihtiyacı duyuyorum...
Nasıl izolasyon tedbirleri konusunda benzer şeyler söylüyoruz diye "düz dünyacılarla" bir arada anılmak istemiyorsam...
Gazetecilik görevimi yapıp korona aşılarıyla ilgili bilimsel antitezleri ve görmezden gelinen soru işaretlerini dile getirdiğim için "aşı karşıtı" diye yaftalanmaya da itirazım var.
Ne bir tedavi yönteminin yılmaz savunucusuyum ne de bir başkasının kategorik olarak düşmanı.
Sadece önüme bedenimle ilgili bir öneri gelince, biraz durup düşünüyorum, o kadar.
Yoksa ben de herkes gibi köpek ısırınca gidip paşa paşa aşılarımı oluyorum.
Geçenlerde, ilaç mümessili gibi çalışan bir köşe yazarımız sormuştu da o yüzden söylüyorum.
***
SEVİM GÖZAY...
Bugünlerde koronadan korunabilirsek sanki bize karada ölüm yokmuş gibi bir ruh halindeyiz ama ne yazık hayat sandığımızdan daha zor
Başka hastalıklarla cebelleşen milyonlarca insan var.
Dün de gencecik bir gazetecinin, Sevim Gözay'ın ölüm haberini aldık.
Henüz 48 yaşında olan gazeteci lenf kanseriymiş.
Ailesine, dostlarına sabır dilerim.
Allah rahmet eylesin.