Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Allah Allah bu çocuklar kime çekmiş?

Dün gazetelerde CHP İzmir İl Gençlik Kolları Kongresi'nde çıkan kavganın haberleri vardı. Yumruklar havada uçuşmuş. Arada gazetecileri de dövmüşler. Dehşeti yaşayan muhabir Tenzile Aşçı şunları anlatıyor:
"Gazeteci bir arkadaşımıza saldırdılar. Hatta linç girişimi oldu. Orada telefonum da gasp edildi. Bir başka arkadaşımızın başına sandalye fırlatıldı. Sadece basın mensubu olduğumuz ve işimizi yaptığımız için saldırıya uğradık."
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel de olayla ilgili şu açıklamayı yapmış: "Bunu yapan ve gençlik kolu kongresinde bu arbedenin yaşanmasına ve gazetecilere yönelik saldırılara sebep olanları tek tek tespit ederek gerekli disiplin sürecini başlatacağız."
Meslektaşlarımıza geçmiş olsun.
CHP'ye gelince...
Eğer Deniz Bey yaşananları yalnızca disiplinsizlik olarak görüyorsa kendisini hiç yormasın.
Ama hassasiyeti şiddet kültürünün partisinde yaygınlaşması, en üst düzeyde kabul görecek kadar sıradanlaşmasıysa soruşturmayı biraz derinleştirmesi şart.
Zira failler başka yerde, en tepelerde...

***

Mesela yılların CHP'sinin İstanbul il başkanı olarak seçtiği profil, kongrede azıtan partili gençlerden daha yapısal bir soruna işaret ediyor.
CHP nasıl oldu da politik abi pozları kesen, ortalıkta fedai ordusuyla hanım ağa gibi gezinen Canan Kaftancıoğlu tarzının yükselen rol model olduğu bir partiye dönüştü?
Hanımefendi her zaman olduğu gibi geçenlerde de yine bir illegal örgütün eylemindeydi. Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın katillerinin yargılandığı soruşturmada tutuklanan DHKP-C üyesi bir avukatın ölüm orucu eyleminde hayatını kaybetmesinin ardından düzenlenen anma törenine katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi'ni eylemde en üst düzeyde temsil eden Kaftancıoğlu'nun söylediklerini burada tekrar etmek istemiyorum. Çünkü Cumhuriyetin bir savcısının vahşice katledilmesine ortak olmuş teröristin posteri İstanbul Barosu'nun ön cephesinden sallanırken kimin manevi huzurunda hazır ola geçtiği bize her şeyi söylüyor.

***

Evet, Deniz Bey. Gördüğünüz gibi gençler yerlerine geçmeyi planladıkları partili büyüklerinin yolunda gidiyorlar, o kadar. Çok üzerlerine gitmeyin.
Eğer hakikaten derdiniz şiddet ve teröre karşı demokratik sivil siyaseti savunmaksa aynı tabana hitap ettiğiniz Vatan Partili gençleri örnek gösterin mesela.
Türkiye Gençlik Birliği İstanbul Barosu önüne gidip mazlumun da sahibi olduğunu göstererek ortak aklın hislerine tercüman oldu.
Tamam, kimse sizden yöneticilerinize bayrak açmanızı beklemiyor. O düpedüz devrimcilik olur. Ama yok mu CHP gençliği içinde katilleri değil, işini yaparken katledilmiş bir Cumhuriyet savcısını yani hukuku, hakkaniyeti savunacak yurtsever solcular?
Ülkenin kurucu partisinin, ana muhalefetin şiddetle ve terör örgütleriyle arasına mesafe koyamaması "çocukluk hastalığı" diye küçümsenecek bir problem değil, demokrasi ve ulusal güvenlik sorunu.
HD-PKK'dan sonra partilerinin DHKP-CHP diye anılmasını istememeyen CHP'liler, Baykal sonrası partinin içine sokulduğu şiddet sokağının çıkmaz yol olduğunu bir an önce anlamalılar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA