Venezuela'dan 1500 ton peynir ithal edileceğine dair haber gündemin en önemli maddelerinden.
"Türkiye'deki peynirlere kıran mı girdi" diye söylenenler var.
Hatta yemek dışında etliye sütlüye karışmayan gurme Vedat Milor bile konunun popülaritesine dayanamamış olacak Twitter'dan salvoya başladı:
"Venezuela haberinden sonra beklediğim müjde: Anadolu'da peynir bulundu!"
İddialara konu olan kararın kimin peynirinin daha iyi olduğuyla elbette alakası yok. Türkiye'nin dünyaca tanınan süt ürünleri var. Örneğin benim de severek yediğim Mihaliç peyniri (özellikle az tuzlusu) gibi pek çok marka en önemli ihraç kalemlerimizden. ABD de dahil onlarca ülkeye tonlarca satıyoruz.
Kaldı ki Kars gravyerinden, İzmir tulumuna kadar yüzlerce çeşit peyniri olan ülkemizde Fransız ya da Hollandalı markalar da yıllardır "peynir ekmek gibi" satılıyor.
Ortada "milliyetçilik tiratları" atmayı gerektiren, kompleks yapılacak bir gelişme yok.
***
Peki, o zaman nedir altı üstü 1500 ton süt ürünü üzerinden kopartılan bu gürültü?
Türkiye askeri sanayinin ardından enerji gibi dev cari açık kalemlerinde dışa bağımlılıktan kurtulmak için atağa kalkmışken, devede kulak bir ihracat maddesinin manşete çekilmesi size ciddi geliyor mu?
Belli ki Venezuela'yla yapılan bu küçük ticari anlaşma, Türkiye'nin bölgedeki diplomatik faaliyetlerinin ürünü işte. Ankara, ABD ve Rusya'nın nüfuz alanını genişletmek istediği bir coğrafyadan, eskilerin deyimiyle, kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiyor.
Balkanlar'da, Afrika'da, Asya'da ittifaklar kurulan pek çok ülkeden, ham ve yarı mamul maddeler de alıyoruz.
Kaldı ki, son dönemlerde sıkça duyduğumuz "Tahıl ambarı Türkiye'ye buğday ihraç ediyorlar" şeklindeki eleştirilerde sembolleşen yaklaşımın ticari olarak da iler tutar yanı yok. Zira buğday ithalatımızın artmasını makarna gibi işlenmiş ürünlerdeki ihracatımızdaki patlamasından bağımsız düşünmek mümkün değil.
Bu arada, Türkiye'nin süt ve süt ürünlerinde ithalatının beş katından fazlasını ihraç eden bir ülke olduğunu da hatırlatalım.
***
Tartışmayla ilgili şahsi görüşüme gelince...
Geçtiğimiz yıl darbe girişimini yerinde izlemek üzere Venezuela'ya gittiğimde harika havası ve doğası, sıcacık, güler yüzlü insanları gibi ülkenin yemeklerine de bayılmıştım.
Sabahları bir kafede oturup, üzerine çeşit çeşit peynirlerin serpildiği Arepa'lardan atıştırmak için sabırsızlıkla uyanıyordum.
Umarım en kısa zamanda aynı tadı yakalayacağım Venezuela peynirleri Türkiye'ye gelir.
Haklısınız peynir bahane... Maksat zor günlerden geçen Venezuela halkıyla, dostlarımızla muhabbet olsun. Buna paha biçilir mi?