Akdeniz'in ve Karadeniz'in altındaki petrol-doğalgaz rezervlerinden payını almak için yola koyulan Türkiye büyük bir keşif yaptı. Fatih sondaj gemisinin Karadeniz'de bulduğu 320 milyar metreküp doğalgaz çok ciddi bir rezerv.
Milliyet'ten Güneri Cıvaoğlu dün bu gelişmeyi şu sözlerle yorumluyordu:
"Türkiye çok cephede sıkıştırılmak istenirken "Tuna-1" alanından gelen müjde ciğerlerimizi taze umut havasıyla doldurdu. Allah omuzumuza dokundu."
Tabii bir de Cıvaoğlu gibi içimize derin derin çektiğimiz taze umut havasının dokundukları var...
Daha "müjde" lafını duyar duymaz homurdanmaya başlamışlardı şimdi ise yüzlerinden, kalemlerinden, dillerinden düşen bin parça...
Peki, ne sorunları var?
Ne zaman ortak bir umut, hedef, değer etrafında kilitlensek sitem etmeye, sevincimizi aşağılamaya başlamalarının sebebi ne?
SİHA üretince, yerli otomobilden bahsedince, Akdeniz'deki petrolde hak iddia edince, Libya'da herkesin şapka çıkarttığı diplomasi hamleleri yapınca "bırakın bu işleri beceremeyiz" diye ortaya atılmaları neyin işareti?
Muhalif olduklarının mı?
***
Peki neye?***
Günlerdir neler söylediklerini, yazıp çizdiklerini, huzursuzluklarını görüyorsunuz. Utanarak okuduğumuz kulp takmaların, kaynımdan duydum tadındaki itirazların, eleştirellikle, gazetecilikle, siyasetle alakası var mı?