15 Temmuz 2016 darbe girişiminin üzerinden dört yıl geçti. O gece darbeye tetikçilik yapan ve 250 insanımızı katleden FETÖ darmaduman edildi.
Belki askeri ve sivil bürokraside, siyasette, medyada, iş dünyasında provokasyon kabiliyeti olan kripto unsurları hala var.
Ancak pek çoğu cezaevinde ya da yurt dışında firari konumda. Örgütün Türkiye'deki finans ağı çökertildi.
FETÖ'nün çeşitli ülkelerdeki faaliyetlerinin durdurulmasına yönelik siyasi ve hukuki mücadele de devam ediyor.
Elbette 15 Temmuz'un Türkiye ve dünya için ifade ettiği anlam, dini kendine kılıf yapmış bir ajan tarikatıyla mücadeleden ibaret değil. Zira 16 Temmuz sabahı yalnızca FETÖ'cüler değil, sahipleri, işbirlikçileri ve ürkek destekçileri de ciddi mevzi kaybettiler.
Dahası bu süreç, Türkiye'nin önündeki engellerin, önceliklerinin ve hedeflerinin geniş toplum kesimleri tarafından net şekilde anlaşılmasını sağladı.
***
15 Temmuz sonrası içte ve dışta yaşanan gelişmeler sözünü ettiğimiz dönüşümün göstergesi.
1960 sonrası adeta
rutin haline gelen askeri darbelere zemin yaratan çarpık parlamenter sistemden vazgeçilip Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi'ne geçilmesi kuşkusuz
bu sürecin en önemli adımıydı.
Böylece sistem, siyaset dışı odakların manipülasyonlarına karşı daha korunaklı hale getirildi.
Varoluşunu iç tehdit paranoyası üzerine kuran ordu asli görevi olan yurt savunmasına döndü.
Yalnızca FETÖ değil, onun Kürt sokağındaki muadili olan
PKK da bitirildi. Onlarca yıldır hazırlığı yapılan ve Suriye'nin kuzeyinde kurulması planlanan
PKK-YPG devleti projesi toprağa gömüldü.
Kafasını içerideki sorunlara gömmeye mecbur bırakılan Türkiye başını kaldırıp
çevresindeki sorunları ve imkanları gördü. Irak'ta ve Suriye'de, Libya'da,
Doğu Akdeniz'de güvenliğinin ve ulusal çıkarlarının peşine düşme fırsatı buldu.
***
Peki, 15 Temmuz'daki uyanışla başlayan bu süreç geriye döndürülebilir mi?
Vazgeçmedikleri ortada...
Siyaset sahnesine FETÖ tabanına hitap ederek adım atan partileri görüyoruz. Ülkedeki muhalefet partileri hala 15 Temmuz'u yürekleri soğutacak bir netlikte kınayabilmiş değiller.
Ama kimsenin şüphesi olmasın ki bu halk da sığındığı son toprak parçasından vazgeçmeyecek.
NOT: atv Son Durak önümüzdeki sezon başlamak üzere tatile girdi. Gazete yazılarıma da ağustosa kadar ara veriyorum.
Görüşmek üzere...