Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

İkinci dalgayı beklerken...

Dünya üzerinde toplam 356 bin kişinin hayatını kaybettiği açıklanan pandemi sürecinde göstergeler iyiye gidiyor.
Bu olumlu gidişatta neyin etkili olduğunu söylemek tam olarak mümkün değil. Egemen bilim otoriteleri ısrarla bu olumlu sonuçta izolasyon tedbirlerinin etkili olduğunu iddia ediyorlar.
Ne var ki başından beri izolasyona başvurmayan İsveç, Brezilya gibi ülkelerle diğerleri arasında kayda değer bir fark olmaması bu yaklaşımı çürütüyor.
Verilerden anladığımız kadarıyla koronanın ulaştığı yerde tedbirlerden bağımsız olarak bir yayılım hızı var. Virüs sağlıklı insanlara bulaştıkça güçsüzleşiyor, etkisini yitiriyor. Yaklaşan yazla birlikte sıcaklıkların artması da bu iyiye gidişte önemli bir faktör gibi görünüyor.
Ama bu sözünü ettiğim olasılıklar, garip şekilde üzerinde hiç düşünülmeden peşinen mahkûm ediliyorlar.
Gribe bile yıllardır etkili bir aşı bulmaktan aciz olan bilim çevreleri, korona hakkında kendilerinden ve bilgilerinden sual edilmesinden hoşlanmıyorlar.
Bir ilaç konusunda başlayan tartışma üzerine Fransız Profesör Didier Raoult'un L'Express'e yaptığı açıklamalar sözünü ettiğim "modern engizisyona" dair önemli ipuçları veriyor:
"Toplum dindışına doğru kayarken bilimin kendisi dine indirgeniyor. Bir tartışmaya son verilmek istendiğinde 'Bu bilimsel' denip geçiliyor. Oysa bir bilim cemaati olamaz, bilimde tekseslilik olmaz."

***

Tablolar iyiye doğru evrilirken şimdi de "ikinci dalga" korkusu pompalanıyor. Godot'u bekler gibi, "Pandemi uykuya daldı ama mutlaka geri gelecek" deniliyor.
Belli ki salgın sürecinde tüm dünyada gücü ele geçiren, siyaseti bile rotalarına sokan otoriteler bu olağanüstü hali sevdiler.
Ne var ki 8 milyar insanın izolasyon koşullarında daha fazla yaşaması mümkün değil.
Çünkü daha kimin yakalanıp atlattığı konusunda bile sağlıklı veriye sahip olmadığımız koronadan katbekat büyük sorunlar şimdiden varlığını hissettirmeye başladı.
Dolayısıyla yolu gözlenen "ikinci dalganın" nereden geleceği konusunda çok da emin olmamak lazım.

***

Birkaç aylık izolasyon sürecinde 40 milyona yakın insanın işini kaybettiği açıklanan ABD'de başlayan olayları dikkatle izlemeliyiz.
Minneapolis kentinde polisin sokak ortasında siyahi bir vatandaşı öldürmesi üzerine başlayan isyan bir şiddet protestosundan fazlası.
Zira George Floyd isimli vatandaşın yağma girişiminin ardından öldürüldüğü iddia ediliyor.
Sokağa çıkanların komşuları tarafından yetkililere ispiyonlandığı, evlerinin önünde oynayan çocukların bile dışarı çıkartılmayan akranları tarafından dışlandığı bir ortamda koronadan korunduğumuzu düşünebiliriz... Ancak sürü bağışıklığıyla bugüne gelen insanın, doğasına aykırı böylesine bir cinnet ortamında mutlu, huzurlu ve sağlıklı şekilde yaşaması mümkün değil.
İnsan yalnızca koronadan hastalanmıyor, ölmüyor ya!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA