Eskiden ünlü olmak için Çankaya Köşkü'nün önünde soyunanlar vardı.
Kameralar Cumhurbaşkanlığı olarak kullanılan binanın önünde her vakit bekledikleri için kamuoyuna sesini duyurmak için en ideal yerlerden birisi burasıydı.
Artık yeni kamusal alanımız olan sosyal medya var. Kameralar da her yerde, hepimizin elinde.
Gündeme gelmek isteyenlerin, provokasyonlara öncülük edip, yoluna bakmaya can atanların işi daha kolay.
80 milyonda bir olsa da, her türlü çıkıntılıktan anında haberdar oluyoruz.
Kişilik problemi olan biri evinde oturup elindeki telefonuyla, masasındaki bilgisayarla "hassasiyetlerimizle" oynayabiliyor mesela...
Çünkü verilen tepkiler de artık "gerçek zamanlı." Tabii ki çığ gibi de büyüyor.
Sonrasında gelsin gözaltılar, davalar, bir anda büyüyen küçük insanlar...
On milyonlarca insanın dahil olduğu bir toplum böylesine kolay manipüle ediliyorsa ortada büyük bir sorun vardır değil mi?
O halde durup düşünmeliyiz.
Kullanışlı ezikler, ilgi müptelaları, iş isteyen gönüllü tetikçiler her dönem her yerde oldu, olacak da...
Bu kısır döngüden fena halde sıkılanlara düşense, ortaya çıkan her hıyarın üzerine "hassasiyetim" var diye koşmamak.
"Kaşıdıkları" gün gibi ortadayken, her seferinde "acıdı" diye ortalığı velveleye vermemek... Bu psikopatları "tahrik" edenin aslında bu olduğunu anlamak.
Öyle ya değerlerimiz, Twitter'da soyunan üç beş trol kafanın zarar verebileceği kadar ucuz mu?
***
ÖZKOÇ ROLÜNÜ BEĞENMİŞ OLMASIN SALİH ABİ?
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç dün SABAH yazarı Salih Tuna hakkında "gerekli tüm yasal yollara başvuracağını" açıkladı.