Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Tedbirleri abartmak mı abartmamak mı işte bütün mesele bu

Koronavirüs salgınıyla ilgili alınan izole etme tedbirlerinin ne işe yaradığına dair teoriler muhtelif.
İngiltere ve Hollanda gibi devletler, enfekte olanların toplumsal aşılama işlevi göreceğine dair görüş belirten bilim adamlarının tezlerini tartışıyor. Bu yüzden ekonomik ve sosyal hayatı durduracak kısıtlamaların virüsten daha ağır sonuçlar doğurabileceğini göz ardı etmiyorlar.
Ne var ki kamuoyunun geneli, bu ürkütücü tablo karşısında işlevine ve sonuçlarına aldırmadan daha çok sınırlama talep ediyor.
Kiminle konuşsam elinde uzunca bir yasaklar, kısıtlamalar listesi olduğunu görüyorum.
Sosyal medya zaten çoktan, karantina altına alınması gerekenlerin isimlerinin yetkililere ihbar edildiği bir dilek kutusuna dönüşmüş durumda.
İnsanlar siyasi ve kültürel gerekçelerle düşman bellediklerini geçici bir süre de olsa "içeri aldırmak" için yırtınıyorlar. İsim listeleri yayınlıyorlar.
Ortalık, devletin nasıl olup da her yeri kapatıp bütün etkinlikleri tümden iptal etmeyi akıl edemediğine "hayret eden" aklı evvellerin "yaratıcı yasak" önerilerinden geçilmiyor.
Sohbetler illa ki "abi bize ne zaman tatil eder devlet? İş yerinde birbirimize bulaştıracağız" talebiyle sonlanıyor.
Tahmin edeceğiniz üzere, ense kökünde başlayan bu "beyin fırtnası" frontal loba uzanıp "umalım ki işimiz tümden tatil edilmesin de" noktasına kadar pek ulaşamıyor.

***

Bilim, insan bedeninin olağanüstü dönemlerde, kriz hallerinde uzun ve yüksek süreli stres hormonu salgılamasının onun sağlıklı düşünmesini engellediğini gösteriyor.
Dolayısıyla korku ve panik halinde iptidai çözümlerin ve basit önerilerin gözümüze mucizevi tedbirler olarak görünmesi normal.
Yöneticilerin işi ise kuşkusuz hepimizden daha zor. Popülizme sapmadan soğukkanlılıklarını koruyanların bile bu yoğun toplumsal talepler karşında direnmeleri neredeyse imkansız.
"Çağdaş" devletlerin şehir merkezlerine orduları indirerek hayatı durdurmaya çalışmaları bunun en net göstergesi.
ABD'de ve Avrupa'da tedbirler öyle bir seviyeye ulaştı ki, 'Sapiens' ve 'Homo Deus' gibi bestseller'ın yazarı Harari dün, yaşananları "totaliter rejimlerin doğuşu" olarak gördüğünü ilan ediyordu.

***

Türkiye şimdilik, dünyadaki kötü gidişatı geriden takip eden nadir ülkelerden.
Bu konuda, krizler karşısında örgütlü bir devlet mekanizmasına sahip olduğunu ortaya koyan Türkiye'yi herkes tebrik ediyor.
Hatta virüsün bugün dünyada geldiği nokta ile Türkiye'nin içinde bulunduğu evre karşılaştırılınca ilan edilen tedbirlerin normalin üzerinde olduğunu bile söyleyebiliriz.
Bugün tüm gözler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın koronavirsle ilgili yapacağı açıklamada olacak.
Umarım ki, ülkece soğukkanlılığımızı muhafaza ederiz.
Çünkü manipülasyonun gönüllü aktörleriyle ortalığı talan ettiği koronagünlerinde bütün mesele bu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA