İdlib'den gelen şehitlerimize bir başsağlığı dilememek için kırk dereden su getiren tiplerden Suriye nutukları dinliyoruz.
15 Temmuz'da sivil, asker, polis demeden katlettikten sonra profil fotoğraflarına Anıtkabir manzarası koyarak gizlenen FETÖ'cü katiller yine önden gidiyor.
Onları, Irak'ta, Suriye'de ABD'nin maşası YPG'ye asker yazılmanın evrensel bir insanlık görevi olduğunu anlatan PKK'lılar izliyor.
Sabah akşam, sosyal medyada açtıkları onlarca sahte hesaptan sazan avlıyorlar. Manipülasyonlarla acılı ve öfkeli insanların tepkilerini Türkiye düşmanlığına kanalize etmeye çalışıyorlar.
Hesabın birinden, Türkiye sınırının dibine "Suriye çölleri" deyip, güya Atatürk'ün ağzından çıktığını söyledikleri "Ne işimiz var" sorusunu tekrarlıyorlar...
Kemalistlerin kafasını karıştırdıktan sonra diğer bir hesaptan çiçek çocuğu pozları kesiyorlar...
Türkiye'nin, milyonlarca göçmeni yerinde tutmak için sınırlarını 15-20 km aşmasını, toprak ve petrol sevdasına bağlıyorlar.
TSK'nın, Atatürk'ün son günlerine kadar Türkiye toprağına katmaya çalıştığı Hatay için doğrudan güvenlik sınırı olan alandaki hukuki varlığını "işgal" diye tanımlıyorlar.
"Gerilla güzellemeleri" yapan kendileri değilmiş gibi, barışa can atan insanları "savaşa hayır" diye susturmaya çalışıyorlar.
Ardından başka bir sahte hesabın başına geçiyorlar. Krizin soğukkanlılıkla, ABD ve Rusya arasında bir denge diplomasisi yürütülerek çözülmesi gerektiğini söyleyen benim gibi yazarları "teslimiyetçilikle" suçluyorlar.
"İdlib yıkılsın", "Rusya'ya savaş ilan edilsin" diye hamasi nutuklar atıyorlar!
***
Sadece maskeleri farklı, o kadar.***
Bu beşinci kol faaliyetine kananlar olsa da bereket aklı başındakiler çoğunlukta.