Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan Koronavirüs'ün yayılmadığı yer kalmadı. Kıtaları bile aştı.
Virüsün Çin'den sonra etkili şekilde vurduğu ikinci ülkeyse komşumuz İran. Ülkede Koronavirüs'e bağlı sekiz ölümün yaşandığı belirtiliyor.
Bu gelişme üzerine Türkiye de dün İran sınırını kapattı.
Salgından en çok etkilen ülkelerin, ABD'nin iki azılı düşmanı olmasından işkillenenler haklı mı bilmiyorum. Eğer öyleyse amaç hasıl oldu bile...
Zira eskilerin dediği gibi söylersek, meselenin şüyuu vukuundan beter. Koronavirüs'ün yarattığı panik, etkisinin ve potansiyelinin katbekat üstünde.
Örneğin, uzmanlar dünyada her yıl grip salgını nedeniyle yaklaşık 500 bin kişinin hayatını kaybettiğini söylüyorlar. Ancak şimdi olduğu gibi karantina vb. tedbirlerin gündeme geldiğine neredeyse hiç şahit olmuyoruz.
Buna karşın, şu ana kadar 2 bin 450 kişinin öldüğü açıklanan Koronavirüs nedeniyle dünya adeta kitlenmiş durumda. Tam, ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı resmen sonlandırılmışken başlayan durgunluğun, büyük bir küresel ekonomik krizi tetikleme olasılığının şimdiden oluştuğu iddia ediliyor.
***
Koronavirüs'ün yayılmasını engellemek için
alınan tedbirlerin ne kadar etkili olduğu da tartışma konusu.
Ateşi olan, öksüren, aksıran herkesi potansiyel hasta ilan edip karantinaya almak, küreselleşmesini neredeyse tamamlamış günümüz dünyasında
sürdürülebilir değil.
Virüs
sürekli mutasyona uğradığı için aşı geliştirilse bile ne işe yarayacağı da belirsiz.
***
Haklısınız, ortam, tam da
"bir cisim yaklaşıyorculara" uygun.
Koronavirüs vakasının henüz Türkiye'de görülmemiş olması elbette motivasyonlarını biraz kırıyor...
Ancak onlar
felaketin köleleri. Refleksi olarak "Hepimiz öleceğiz" diye ortalıkta gezinmeye, birilerini suçlamaya, sitem etmeye, paranoyalarına ortak olmayanı iğnelemeye kodlanmışlar...
Şimdiden sosyal medyada "
yetkililer üç beş kuruş için tedbirleri gevşek tutuyor"
diye ufaktan ufaktan kaynatmaya başladılar
bile. "Kapansın el kapıları" diye mırıldanıyorlar...
Kitleleri temel zaaflarından yakalayıp idare etmede uzmanlşan ve bunun adına da muhalefet diyenler,
becerebilseler, inanın İran'a gidip Koronavirüs'ü elleriyle getirmekte bir an bile tereddüt etmezler.
Sonra da gelip ellerini yıkarlar.
Yine, Game of Thrones dizisinden aklımda kalan o müthiş diyalogdaki gibi söyleyeceğim:
Çünkü bunlar,
küllerin prensi olacaksın deseler ülkeyi yakacak olanlardır.
Bu arada, şaka bir yana, İran sınır kapısında bir Koronavirüs eylemi yakışırdı bizimkilere. Hem böylece depremin ardından virüs protesto eden ilk aklıevveller olarak tarihe geçerlerdi.
Ama yetkililer her ihtimale karşı İran hududu başta olmak üzere sınır kapılarımızı sıkı tutmalılar. Biliyorsunuz, bu arkadaşlar normal değiller.