Bilim, enerjinin ve kütlenin olduğu her yerde entropi (düzensizlik) mevcuttur ve sürekli olarak evrenin toplam düzensizliği artar diyor. (Termodinamiğin ikinci yasası)
Çünkü evrende, yaşamın kaynağı olan enerjinin toplamı sabittir. Sürekli başka bir yere ve bir biçime transfer olur. Dönüşerek korunur. Ve her noktasında ona ihtiyaç vardır. Yani evrende enerji aslanın ağzındadır. Bu yüzden hiçbir sistem aldığı ısıyı tamamen işe dönüştürecek şekilde çalışamaz... Daldaki elma da, yukarıya çıkmaya göre daha düşük bir enerji harcamayı gerektiren aşağıya doğru düşer, Newton'un başına denk gelir!
Evet, yaşam dediğimiz süreç, aslında kaçınılmaz sürekli bir "dönüşümden" ibarettir.
Sürekli düzensizliğe evrilen bu sitem içinde var olmaya ve olan biteni anlamaya çalışan biz insanoğullarının dramatik halini, çaresizliğini de bence en iyi Sartre tarif etmiştir. Üstelik tek kelimeyle:
Bulantı!
Basitçe söylersek bir dönme dolaptayken hissettiğimiz gibi.
***
Sürekli düzenliği artan evrende minik bir zerre olan yeryüzünde kalıcı bir düzen oluşturmaya çalışan, toplumların, devletlerin reflekslerini ise üzerindeki sınır çizgileri sürekli değişen haritalar gösterir.***
Düşünsenize, bugün, 101 yıl önce İngilizlere bırakmak zorunda kaldığımız Hatay'ın yanı başındaki Şam'dan gelenlere bugün "yabancı" diyoruz.