15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra cezaevine giren Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan geçtiğimiz gece tahliye edildiler.
Ilıcak "FETÖ/PDY "örgütüne yardım" suçundan 8 yıl 9 ay, Altan ise "örgüte yardım" suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası almıştı. Son yargı reformunun ardından mahkeme her ikisinin de tutuklu bulundukları süreyi göz önünde bulundurarak tahliyelerine karar verdi. Ayrıca davanın tutuksuz sanığı Mehmet Altan için de beraat kararı çıktı.
Mahkemeni kararını olumlu bulanlar da var. Ancak sosyal medyada tepkili olanların, sitem edenlerin daha fazla olduğu görülüyor.
***
Dün tahliye haberlerini duyduğumda,
Ahmet Altan ve
Nazlı Ilıcakla yollarımızın basında kesiştiği dönemleri düşündüm.
Altan'la
2012'den beri ayrı yerde duruyoruz. Dikkatli okurlarımız hatırlayacaklardır.
Altan genel yayın yönetmenimken aramızda başlayan tartışma epeyce sürmüştü. O beni
seçilmiş siyasi iradenin yanında durduğum için
"diktatör sevicilikle" suçluyordu. Ben de onu bugün hala olduğu gibi,
günün sonunda siyaset dışı vesayet odaklarının
yedeğine düşmekle! Ve daha da önemlisi
beni hayal kırıklığına uğratmakla...
Giderek bu tartışma büyüdü. Ve sonunda 25 yazar arkadaşımla birlikte, Neşe Düzel üzerinden
Taraf'ı yönetmeye devam eden Altan'ın gazetesinden istifa ettik. Sonrasını biliyorsunuz...
Gazete tamamen FETÖ'nün yayın organına döndü.
Nazlı Hamımla ise
FETÖ ve Ak Parti arasındaki kavganın ilk ortaya çıktığı 2013 yılından beri farklı cephelerdeyiz.
***
Tahliye kararlarını nasıl karşıladığımı bu süreçteki yazılarımdan tahmin ediyorsunuzdur...
Bence
yargı yerinde bir karar verdi. Geçmiş olsun.
Evet, bir entelektüel için, yıllarca vesayet odaklarına karşı sivil siyaseti savunmuş, gençlere örnek olmuş gazeteciler için adlarının
cuntacılarla birlikte anılmasından daha kötüsü olamaz.
Ilıcak hata yaptığını söylüyor. Ahmet Altan ise ne yazık ki 15 Temmuz'a direnenleri suçlamaya devam ediyor...
Ama
ödedikleri bedellerin ardından bunlar artık
şahsi meseleleri. İkiüç
müebbet hapis cezasına konu olacak
şeyler hiç değil. Hesabını bu halka herkes
kendisi verecek.
Ayrıca bu kararın, darbeye bizzat iştirak eden askerlerin, siyasilerin, örgüte para veren işadamlarının
üç beşle sıyırdığı bir ortamda...
FETÖ ile mücadelenin, "Cambaza bak" dercesine,
Ilıcak ya da Altan üzerinden tartışılması sakatlığına da son vereceğini umuyorum.
Zira FETÖ'ye karşı davamız bu kadar basit değil. Kolay kolay da bitmeyecek.