Bizim kuşağın (Athena Gökhan hariç), kendine solcuyum diyenlerinin, hafif anarşist takılanlarının bir zamanlar en itibar ettiği anti ütopya George Orwell'ın 1984'üydü.
Orwell'ın, bilginin saklanarak muhafaza edildiği diktatörlüğü tipik bir komünizm modeliydi aslında. Ancak biz bu "ayrıntıyı" da çok sorun etmiyorduk.
Çok sıkışırsak, "o'lum 1984 geçiş süreci olan proletarya diktatörlüğünü anlatıyor.
Komünizme geçilince, devlet ortadan kalkacak herkes özgür olacak" falan diye söyleniyorduk.
Ancak tek yanılan biz değildik.
Orwell'ın gözünü korkutan Sovyet Devrimi değil kapitalizm galebe aldı.
Duvar üzerimize yıkıldı, ABD'nin temsil ettiği Batı soğuk savaş yarışını önde bitirdi.
***
Ve o da hâlâ, komünistleri aratmayacak şekilde
bilgiyi tekelinde tutmak için çalışıyor.
Ama onun
tarzı farklı. Kapitalizm, gerçeği, enformasyonu sansürleyerek değil
üzerimize bolca boca ederek saklıyor.
Kuşkusuz bu manipülasyondaki en güçlü silahı da Twitter, YouTube,
Google gibi dijital platformlar.
Her türlü iddia, enformasyon bu mecralarda en basit bir teyit süzgecinden bile geçmeden dolaşıma sokulabiliyor.
Ve daha kötüsü, bu
yeni kamusal alan ticari olarak
etkileşim alma hedefi üzerine kurulduğu için müşterilerin
(bizlerin) "
onaylanma zaafına" oynuyor...
Kullanıcılar da doğruluğundan ya da yanlışlığından şüphe duymadan kafalarındakini tasdik eden bilgiyi "gerçek" kabul ediyor. Hatta yayıyor.
İşte bu yüzden internette
yalan doğruya göre 6 kat daha hızlı yayılıyor.
Yeni gerçekliğimiz hayırlı olsun!
***
Böylesine bulanık akan bu mecraya sürekli temiz su pompalamaya çalışanların çabalarını çok değerli buluyorum.
Çünkü
manipülasyonu yaygınlaştırma tehlikesiyle en çok karşı karşıya olan
biz gazetecileriz.
Kim olduklarını bilmiyorum ancak, bu iş için örgütlendiklerini ilan eden
teyit.org isimli bir site son günlerde göz dolduruyor.
Sosyal medyada dolaşıma sokulan iddiaları, küçük, büyük, sağdan, soldan diye ayırmadan en küçük ayrıntısına kadar inceliyorlar. Taraflarla konuşuyorlar.
Sonuçta da söz konusu
bilginin gerçeklik oranını olabildiğince nesnel bir şekilde ortaya koyuyorlar.
Ancak dikkatimi çekiyor, ota çiçeğe ayırdıkları enerjiyi, iki
haftadır ülkenin tek gündemi olan bir iddiadan esirgediler.
Evet,
Ekrem İmamoğlu'nun yalanladığı valiye ve polislere hakaretinden bahsediyorum.
Dün Global isimli bir haber kanalı
tartışmayı bitirecek netlikte görüntüleri, üstelik
ham şekliyle yayınladı.
Görüntülerde yalnızca İmamoğlu değil, yanındakiler de polislere ve valiye hakaretler savururken görülüyorlar.
Acaba teyit org ucundan falan dokundu da ben mi görmedim?
Yoksa Orwell'ın Hayvan Çiftliği'ndeki "
bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir" diyen karakterler gibi, bu kez
teyitlerden teyit mi beğenmek zorunda kaldılar?
Ne olur bu kez beni teyit etmesinler!