Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin ilk gününden itibaren takındığı bütünleştirici tavırla makamının hakkını veriyor.
Telaşın, kaygının ve kuru gürültünün hakim olduğu siyasi atmosferin orta yerinde, hukuku, sağduyuyu ve netliği temsil ediyor.
Kendisinden başka bir tutum da beklenemezdi zaten.
Zira Erdoğan'ı dar bir çevrenin değil, kitlelerin lideri yapan da bu perspektifi.
Siyasi hedefine hep seçmenini ikna ederek ulaşmış bir liderden bahsediyoruz...
Dahası rakiplerinin sırtını dayadığı vesayet odaklarıyla mücadele etmiş. Mazbatası elinden alınmış, hapis yatmış, darbe girişimlerine maruz kalmış. Ama o ödediği bedellere ve "kuraldışı" hamlelere rağmen asla sivil ve demokratik siyasetin bayraktarlığından taviz vermemiş.
***
Cumhurbaşkanı dün de Twitter hesabından ısınan ülke gündemine su verip
"kızgın demiri soğutuyordu."
"Ülkenin önünde 4,5 yıllık kesintisiz bir icraat dönemi bulunuyor.
Seçim tartışmalarını geride bırakarak, ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanmamız şarttır."
"Dönem, musafahalaşma,
kucaklaşma, birlik ve
beraberliğimizi perçinleme dönemidir. Gayemiz milletimizin refahını arttırmak, güvenlik ve özgürlük dengesini koruyarak devletimizin bekasına yönelik tehditleri bertaraf ederek,
Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmaktır."
"2023 Türkiye'sini inşa edecek olan yine milletimizin bizatihi kendisidir. Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde,
siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte
Türkiye İttifakı olarak hareket etmeliyiz."
***
Bu sözler pek çok kişiye bir
temenninin ifadeleri ya da
hareketine yönelik mesajlar olarak gelebilir. Bence çok daha ötesi... İçinde yeni dönem Türkiye'de iddialı olamak isteyen tüm aktörler için ipuçları var.
Çünkü
50+1'i alanın Üsküdar'ı geçeceği yeni sistemimizde Erdoğan'ın
"Türkiye İttifakı" diye tarif ettiği perspektif
yegâne anahtardır.
31 Mart seçimlerinde,
ülke liderliğinde kapıyı açan bu anahtarı yerelde de denemiş olduk.
Muhalefetin
İstanbul ve Ankara sonuçlarında kendisini hissettiren bu gerçekliği ne kadar kavrayıp kavramadığınıysa
göreceğiz.
Evet, seçime dahil olan hukuki itiraz süreçlerine bile
tahammül edemeyip tehdide soyunanlar,
sokakta holiganizmden medet umanlar, şimdilerde de kurmaca videolarla
popülizmin şımarıklığına kapılanlar pek umut vaat etmiyor.
Ama kim bilir belki içlerinden, ülkenin çoğunluğunu oluşturan Cumhur İttifakı seçmeninin bu belirsizlik sürecindeki
tahammülünü, sükûnetini, sonucunu kabullenmekti
olgunluğuna bakıp dersler çıkartanlar olmuştur.
Allah'tan ümit kesilmez.