Türkiye dört gözle İstanbul'daki düğümün çözülüp 31 Mart seçimlerinin nihai sonucunun açıklanmasını bekliyor.
Belki birkaç gün daha gitgeller yaşayacağız ama sonunda sandıkta ne varsa öğreneceğiz.
Merak etmeyin, kimse kimseye oyunu kaptırmaz; iradenizi yedirmez.
Bakın, iktidar da muhalefet de bu seçime en az Yüksek Seçim Kurulu kadar hazırlanmışlar. Yılların, benim diyen haber ajanslarından daha iyi çalıştıklarıysa kesin...
AK Parti de CHP de en ücra yerdeki sandıktan kime ne kadar oy çıktığının belgeli bilgisine sahip.
Şimdi bu veriler, tarafların huzurunda YSK'nın elindeki tutanaklarla karşılaştırılacak...
Yanlışlar düzeltilecek, anlaşmazlıklar giderilecek.
Sonunda da hepimize kazananı tebrik etmek düşecek.
Hile hurda yapan varsa, 81 milyondan çaldığı zamanın hesabını yargı ve toplum vicdanı önünde verecek. Çamura yatan da ortak aklın gözünde itibar kaybedecek.
Çünkü burası bir muz cumhuriyeti değil...
Türkiye, bölgesinde, tek oyun bile hükmünün olduğu bir demokrasiyi kurumsallaştırmış yegâne ülke.
Sandığına gözü gibi sahip çıkan sağduyulu ve bilinçli halkı sayesinde tek partili dönemin açık oy gizli sayım tipi cumhuriyetinden bugünkü hassas terazi demokrasisine ulaşmış bir cumhuriyet.
Dileğimiz bu sonuçların, ulaşamadığı ciğere mundar diyen kedi misali, sandığı "her şey değil" sloganıyla küçümseyen muhalefeti biraz da olsa kendine getirmesi.
Hiç olmazsa, bu halkın uğruna ciddi bedeller ödediği demokrasinin bir armağanı olan yeni koltuklarında otururken biraz düşünmeleri...
Mesela, yıllardır diktatörlük martavalıyla yaptıkları mızıkçılığın kendilerine ve Türkiye'ye kaybettirdiklerini sorgulamaları.
Bu kuşkusuz, insanlığın ortak birikimi olan demokrasi için küçük olsa da kendileri için büyük bir adım olacaktır.
***
İmamoğlu da Binali Bey'e yanardöner meyve göndersin mi?
Tıpkı futbol maçlarındaki fauller gibi, kullanılan oyun yanlış sayılması ve kaydedilmesi de, öngörülen ve bu yüzden yaptırıma bağlanan durumlardandır.
Dolayısıyla bir sonuca yapılan delile dayalı itirazlar da seçim mekanizmasına dahildir.
Ancak Türkiye'nin "birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu şu günlerde" sözünü ettiğimiz işleyişte çok da ısrar edilmemesi gerektiğini söyleyenler var.
Sonuçlara yasal yollarla itiraz eden Cumhur İttifakı adayının rakibine peşinen "Neyse canım bu sefer de bizden olsun" demesi bile tavsiye edildi!
Tabii canım... Ekrem İmamoğlu da karşı masadan Binali Bey'e yanardönerli meyve tabağı gönderir, ödeşirler.
"Sen kimin oyunu kimin masasına meze diye gönderiyorsun arkadaş" demeyin lütfen.
Hatır gönül demokrasisinde "üçün beşin" lafı olmaz.
***
Demek ki...
Seçimler bu yıl kedilerin mart mesaisine denk gelmiş. Pisiler trafolara girmemişler...
Seçim denen "şey" bahaneyle değil oyla kazanılan bir yarışmış...
Ve tüm mazeretler toplansa bir başarı kadar etmiyormuş.