Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ve MHP 31 Mart yerel seçimlerinin bir "beka meselesi" olduğu tespitini yapıyor.
Önce bu cephenin argümanlarını hatırlayalım:
PKK-YPG'ye sınırlarımızın hemen yanı başında bir terör devleti kurdurulmaya çalışılıyor. ABD, uluslararası hukukun ve NATO anlaşmasının 5. Maddesinin canına okuyarak yıllardır Türkiye'ye terör eylemleriyle saldıran örgütlere TIR'lar dolusu silah veriyor. Başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleri de "bu projeye" parlamentolarından geçirdikleri yasalarla omuz veriyorlar.
Türkiye'de, cuma akşamları, piyasalar kapanınca kaldıraçlı dolar operasyonlarıyla girişilen ekonomik sabotajların fütursuzluğu artık kimseyi şaşırtmıyor. Piyasaların yerel dinamikleriyle izah edilemeyen bu spekülasyonların kaynağı da belli.
Henüz 3 yıl önce maruz kaldığımız askeri darbe girişimi, PKK ve DAEŞ'in eş zamanlı olarak kentlerimizde estirdiği terör de cabası...
***
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve
HDP'den oluşan
Millet İttifakı ise, yerel
seçim kampanyasını
beka söylemi eleştirisi üzerine kurmuş durumda. Öyle ki, ittifakın büyük ortağı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye'nin bir beka problemi olmadığını
"Ne yani, YPG (bildiğiniz PKK) mi bize saldıracak" diyerek tiye alıyor.
Yöneticilerinin,
"En iyi Kürt ölü Kürttür" türünden nefret Tweetleriyle
ne kadar "iyi" olduğunu açık ettikleri partinin
genel başkanının tavrı da aynı. Meral
Akşener her mitingine, Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın terör örgütlerinikastettiği
beka söylemini,
Kürt seçmene yönelikmiş gibi sunarak başlıyor. Kürsüye "Erdoğan
size terörist diyor" diyerek çıkıyor. Hatta
Erdoğan, ağzından çıkmayan bu sözü kendisine
malettiği için Akşener'e dava da açtı. Muhtemelen de epeyce tazminat alacak.
***
Seçmenin beka söylemini ne kadar
sahiplendiğini görmemiz için
sadece bir hafta kaldı.
Ancak
Millet İttifakı'nın bileşenleri, 31 Mart seçimlerini
asıl kendilerinin beka sorunu olarak gördüğü tartışmasız şekilde ortaya koyan şu sorulara henüz bir yanıt verebilmiş değil.
Bir daha soralım... Eğer bu seçimler muhalefet için bir beka sorunu değilse, mesele yalnızca yereli yönetecekleri belirlemekse, o halde;
1- Mesela, CHP'li seçmenden, daha önce
"Sivas Katliamı faili" dedikleri SP Genel başkanı Temel Karamollaoğlu'na oy vermesini istemelerinin sebebi nedir?
2- Seçilmiş, meşru bir devlet başkanı olan Mesud
Barzani'ye bile sırf Kürt diye "terörist" diyen faşistlerin, PKK ile ilişkilerini reddetmeyen HDP ile fiilen yan yana gelmelerinin
motivasyonu nedir?
3- Peki ya, Türkiye'ye dönüş umudu yalnızca Erdoğan'ın zayıflamasına, gitmesine bağlı olan FETÖ'cülerin oyuna talip olduklarını gösteren vaatlerinin izahı? Erbakan'ın partisiyiz diyenlerin,
28 Şubatçılardan da oy istiyoruz demesinin
hikmeti?
Evet, günden güne daha çok inanıyorum. Seçmenler olarak bu siyasilerle bir arada yaşıyoruz ama anlaşılan
ayrı bekaların insanlarıyız.