Dün, bir kromozom fazlayla dünyaya gelen Down sendromluların günüydü.
Erdem Akcebe isimli bir babanın Twitter'da minik kızıyla birlikte koyduğu fotoğrafın altına düştüğü notu okurken o +1'i düşündüm.
"Kızımın +1 fazlası benim havalı baba olmamı sağladı.
#DownSendromu"
+ 1 deyip geçemeyin...
Erdem Beyin dünyalar güzeli kızına ve dünyaya ekstradan iyi, güzellik, masumiyet katan artıda yaşamın devam etmesinin sırlarından biri de gizli.
Var olmak için yani pozitifle yola çıkan evren nasıl hala eksiye düşmediyse, iyilik ve iyiler hala kötülük ve kötülerden fazla olduğu için yaşadığımız yerkürede yaşam devam ediyor.
***
Elbette kötülük iyiliğe karşı verdiği
öne geçme mücadelesini hiç bırakmıyor...
Türlü çeşitli
kılıklara soktuğu kötülerle hep
deniyor...
Son olarak
Yeni Zelanda'da sadece ibadet eden 50 insan,
daha büyük ve yaygın bir acının oluşması için göz kırpmadan harcandı.
Kısmen bir ivme de sağlandı.
Ne var ki dün Yeni Zelanda'dan ajanslara düşen görüntüler,
büyük insanlık
ailesinin hala en az +1'de olduğunu gösterdi.
Bizim buralarda kimi siyasiler henüz cenazeler bile kaldırılmamışken
"İslam dünyası da kendini sorgulamalı ama canım" derken...
Yeni Zelandalılar dinleri, dilleri, renkleri farklı olan kardeşleri için yine sokaklardaydı.
Kimi hayatında bir kez bile girmediği camiye gitti...
Kardeşleri huzurla ibadet edebilsin diye.
Başka bir grupsa #HeadScarfforHarmony (uyum için başörtüsü) isimli bir kampanya başlattı. Ülkede kadınlar ve erkekler omuzlarına ya da başlarına eşarp takacaklarmış!
İyilik demişken...
Gelin, faşizm batıda yüz gösterince çuvaldız aldığımız elimize şimdi de iğneyi alalım. Dönüp kendimize bir dönüp bakalım.
Türkiye'de de
adında "İyi" geçen bir partinin 31 Mart seçimlerindeki adayı,
seçim kampanyası için kendine
"Fatih'i Suriyeli'lere terk etmeyeceğim!" sloganını
seçmiş. (Not: Tırnak içindeki
cümleyi bilerek düzeltmedim.)
Fatih fethedilmek mi isteniyor,
bilmiyorum. Ama
daha
afişindeki Türkçeyi bile doğru düzgün kullanamayan
İlay Aksoy isimli
hanımefendi üşenmemiş bir
de sokağa çıkıp video çekmiş.
Görüntülerde
aksanlı Türkçesiyle yabancı esnafların
yoğun bulunduğu sokakta
ayrımcılığın dibine vururken
görülüyor. Yabancı dediysem,
videonun bir de İngilizce versiyonunu
çeken İlay Hanım'ın
batılarla değil
doğulular ve güneylileri kastettiğini sanırım
söylememe gerek yok.
Doğrusu,
bu nefret söylemine onay veren
partilerin iyisi ise kötüsünü düşünmek dahi istemiyoruz!
Neyse ki
Türkiye'de de neyin ne olduğunun farkında olanlar, çoğunlukta
da bu sayede
iyiler en az +1'de.