Donald Trump'ın Suriye'den çekilme kararının hemen ardından gerçekleşen ve ABD askerlerinin de öldüğü Münbiç'teki terör eyleminin mesajı ortada.
Gelmiş geçmiş en basiretsiz Fransız Cumhurbaşkanı olan Emmanuel Macron tercüme ederek meşrulaştırmaya çalıştığı teröristlerin mesajının adresi de...
Savaş ekonomisinin bitmesinden korkanlar ve tetikçilikle yaşamını idame ettirenler, ABD Başkanı'na, "DEAŞ bitmedi, Suriye'den çekilme, PKK-YPG'yi yalnız bırakma" diyorlar.
Basında yer alan haberlere göre, dün bu koroya İran'ın Press TV kanalı da katılmış.
Hatta "komuşumuz" eli biraz daha yükseltmiş.
Münbiç'teki saldırının arkasında Türk istihbaratının olduğu türünden bir saçmalığı işleyen İran kanalı, "ajanımızın" resmini basarak kimliğini de ifşa etmiş!
İran "ajan" diyor da kendisini hepimiz tanıyoruz:
Namı diğer Türk James Bond'u Alemdar, Polat Alemdar!
***
Yav sen İran'sın!
Hesapta devrimcisin. Yıllardır
İsrail ve ABD düşmanlığıyla bölgede racon kesiyorsun... 80 milyonluk halkının haklarını
bu kutuplaşma senaryosu üzerinden
kısıtlıyorsun; 80 milyonu esir etmişsin.
Şimdi kalkmış
ABD Orta Doğu'dan gitmesin diye çırpınan küreselcilerle,
güya ülkeni işgal etmeye çalışan
CIA'yle
, İsrail'le ve onların komünist kılıklı tetikçileriyle
birlikte yalan kampanyalarına katılıyorsun.
Hatta bu amaç için onların söylemediği yalanları dillendirip, rezil olmayı bile göze alıyorsun.
Tamam anlıyoruz
al gülüm ver gülüm bir rejimsin... PKK-YPG'nin güçsüzleşmesinin,
rakibin Türkiye'nin bölgedeki
etkinliğini artıracağından korkuyorsun.
Ama yine de 40 yıllık düşmanlığın, her iki tarafın kazandığını da
düşük yoğunluklu bir gerginlik senaryosu olduğunu bu kadar açık etmek "
Acem cinliğine" yakışıyor mu?
***
Buradan İranlı istihbarat yetkililerine sesleniyorum!
Hiçbir şey bilmiyorsanız, bizdeki
ulusalcı takılan küreselcilere, NATO'cu
İslamcılara, conilerin postalını yalayan
"komünist gerillalara" baksınlar. Onlardan
ders alsınlar.
Aslında sadece
Sözcü'yü takip etseler bile yeter.
Böylece, manipülatif haberlere resim seçerken Kurtlar Vadisi karakterleri gibi tanınmış simalardan değil... Sözcü'nün İhlas Grubu'yla kavgası için düzdüğü haberlerinde yaptığı gibi,
"konulu filmlerin" yalnızca
müptelasının tanıyacağı yüzlerini tercih etmeyi öğrenebilirler.
Tamam, İranlı yetkili abiler,
Sözcü'nün kare ası kadar "konulu film" düşkünü olmayabilir... Ama kabul edelim, İran sinemasının Türk sinemasını geçtiği de bir gerçek şimdi.