Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Korkmayın eczacı hanım belki bulamayız

Dünyanın gündemi, Suriye topraklarından Doğu Akdeniz'in sularına doğru esmeye başladı.
Nedeni ise, ülkelerin Akdeniz'de keşfedilen büyük doğalgaz rezervinden pay alma yarışı.
Aklınıza yalnızca Doğu Akdeniz'e komşu ülkeler gelmesin. Kıbrıs Rum kesimi üzerinden başta Fransızlar olmak üzere tüm Avrupa konuya müdahil.
Denize kıyısı bulunan Suriye ile ilişkisi münasebetiyle Ruslar, İsrail'e ve Mısır'a "ilgisinden" ötürü de ABD'liler... E tabii Çin'siz düğün olur mu?
Akdeniz denince akla kendisinin gelmesine rağmen bu konuda yıllarca hiçbir iddiası olmayan Türkiye'nin de nihayet yarışa girmesiyle "sıcak denizler" daha da ısındı.
Yunanistan'ın tacizleri yüzünden arama gemilerine donanmamız refakat ediyor.
Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Türk donanmasına katılan TCG Burgazada için yapılan törende söyledikleri de sözünü ettiğimiz hareketliliğin göstergesi:
"Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakların adeta gasp edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul etmeyeceğiz!"

***
Peki, Yunanistan, karasuları dışında petrol ve gaz aramayacağını kabul ettiği 1976 Bern Mutabakatı'na rağmen yıllardır Akdeniz'i soyarken Türkiye bunca yıl niye durdu?
Bu soruyu, Enerji Bakanlığı dönemindeki bir basın toplantısında Berat Albayrak'a sormuştuk.
Bakan, aklımda kaldığı kadarıyla, Türkiye'nin o güne kadarki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarındaki işleyişini şöyle özetlemişti:
"Onca yıl sondaj çalışmaları için İngiltere gibi ülkelerdeki şirketlerle çalışıldı. Milyonlar ödenerek yabancı şirketlere açtırılan kuyuların analizleri de yine tonla para harcanarak yurtdışındaki kurumlara yaptırıldı. Ve her seferinde "boşa kürek salladınız" denilen raporlar yüzünden sondajlar kaderine terk edildi. Bu nafile çabalar yüzünden umutlar tükenmiş, yeni girişimler başlatılmamıştı. Artık sondajı da kendimiz yapacağız analizlerini de... Aldığımız arama ve sondaj gemilerimiz yakında Akdeniz'e inecek!"
***
Yunanistan'ın ya da ipi başkalarının elinde olan bölge devletlerinin bir zamanlar "Türk gölü" olan Akdeniz'den pay alma çabalarını garipsemiyorum. Rakiplerimiz, işleri bu.
Ancak petrol ve doğalgazı olmadığı için müebbet cari açığa mahkûm edilmiş Türkiye'yi bu esaretten kurtaracak bir girişim, ülkenin "Cumhuriyetçi" muhalefet partisini niye rahatsız eder, anlamak güç.
İsminin başına eklediği "Ecz" kısaltmasından asıl mesleği, çektiği videodaki "saptamalarından" da hobisinin de Akdeniz olduğu anlaşılan milletvekili bir hanımefendi bu garip hale bir örnek. Şu yakıcı soruları soruyor halkımız adına:
"Arama gemilerini satın almak yerine niçin kiralamıyoruz," "Arama gemilerine niçin donanmamız eşlik ediyor?" "Akdeniz'e gelen savaş gemisi Ankara'ya da gelemez mi yani!"
Evet, evet, bu çarpıcı soruların sahibi, elinde ABD'ye sormadan kullanacak savaş gemisi olmadığı için Kıbrıs'a boğazdaki vapurlarla çıkarma yapmak zorunda kalan rahmetli Ecevit'in partisinden.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA