Türkiye, 26 Ağustos 1071'de Sultan Alparslan'ın, Roma'nın Anadolu'daki sonunu hazırlayan zaferini anıyor... Selçuklu, derken Osmanlı İmparatorluğu ve oradan bugün 95'inci yıldönümünü kutlamaya hazırlanan modern Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini, tarihi bir devamlılık içinde konuşuyor.
Dünyanın genel gündemiyse, 2. Dünya Savaşı'nda, imparatorluklar çağının son kalıntısı rejimleri temizleyen bugünün hâkimi ABD'nin gidişatı...
Antony Negri ve Michael Hardt'ın tanımıyla söylersek, İmparatorluk'un akıbeti.
Düşünürlerimize göre ABD, araçları farklı olsa da örgütlenişi ve hâkimiyeti açısından Roma İmparatorluğu'nun bir devamı...
Ve tarih sahnesine çıkan her imparatorluk gibi onun da bir ömrü var.
***
ABD Başkanı
Trump'ın
aşırılıkları sayesinde imparatorluğun hâkimiyet
alanının pek çok noktasında
kâğıttan kaplan olduğu anlaşılınca, bu "son"
tartışmalar yeniden ısındı.
İmparatorluk'un, Türkiye ile yaşadığı son krizde olduğu gibi, yaptırım gücünün sınırlı olduğu görüldükçe de açıkça
başkaldıranlar birbirini izledi.
Üstelik sadece,
Çin, Rusya ve İran gibi kuyruğu hep dik tutan ülkeler değil... Yıllardır
Nazilerden kurtarılmalarının diyetini her alanda öde öde bitiremeyen Avrupa ülkeleri de "ABD'siz gelecek" planlarını açık ediyorlar.
Dün de Avrupa Birliği'nden, Trump'ın, aralarında Türkiye'nin de olduğu ülkelere açtığı
ekonomik savaşta nerede durduklarını açık eden açıklamalar gelmeye devam ediyordu...
Asya Pasifik'in askeri harcamalarının
2029'da ABD'yi geçeceğine dair öngörüler de düşünülünce, İmparatorluğu her açıdan zor günlerin beklediği anlaşılıyor.
***
Ancak yeryüzünün son hâkim imparatorluğunun sonu
bu kez elbirliğiyle gelecek gibi görünüyor.
Peki biz bu sürecin neresinde olacağız?
Bir aktör olarak mı var olacağız yoksa yine üstümüze biçilen, bize
layık görülen kadere mi razı olacağız?
Konjonktür ve bu umudu yıllar sonra yeniden yeşerten
Erdoğan'ın liderlik kariyeri avantajlarımız... Türkiye'nin yeniden şekillenen ve çok kutupluluğa doğru evirilen bu
yenidünya düzeninde ilk
ona girmesi gerçekçi bir hedef olabilir.
Dolayısıyla, altın değerindeki bu zamanları iyi değerlendirmeliyiz.
Bu tartışmalar arasında, 1980'den beri pazar sabahları yayınlanan
western kuşağını kaldırma kararı alan
TRT'yi tebrik de ediyoruz. İmparatorluk, bütçe sorunu yüzünden pek çoğu
İtalya gibi uzak ülkelerde çekilen
bu spagetti westernleri ne kadar umursuyor bilmesek de
tavır tavırdır!
Yalnız, zaman zaman kovboylara kızsak da
o filmlerle tanıştığımız Kızılderili kardeşlerimizi çok özleyeceğiz, bunu da söylemeden geçemeyeceğim.