Elbette birtakım değişikliklerin olmasını bekliyorduk... Neticede gazete el değiştirmişti. Fakat ne yalan söyleyeyim bu kadar hızlı bir dönüşü sanırım hiçbirimiz tahmin edememiştik.
Evet, Hürriyet'ten bahsediyorum.
Geçen gün ne yapıyorlar diye şöyle bir baktım gazeteye... Tek kelimeyle felaket!
Başkıro çiçek böcek yazılarına dönmüş... Enkıromen ise CHP'ye çakmaya başlamış.
Anlayacağınız sıkıcılık diz boyu.
Ama işleri zor... Dünü unutturmak için daha fazla performans sergilemeleri şart.
Zira mazileri unutulacak gibi değil...
Yo, 17-25 Aralık ya da Gezi gibi ülke için kritik süreçlerde gazetenin topyekûn takındığı provokatif tavırdan bahsetmiyorum yalnızca.
Hatırladıklarım daha kişisel. Çünkü hepimizin payına bir şeyler düştü çirkefliklerinden...
***
Eylül 2015'te,
Show TV'den ayrıldıktan sonra geldiğim
atv'de
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığımız ilk röportaj geliyor mesela aklıma. Sizler de hatırlayacaksınız, şu meşhur "400 vekil" hikâyesinin çıktığı programdan bahsediyorum.
Huber Köşkü'ndeki röportaj sürerken, Cumhurbaşkanı'nın ağzından çıkmış gibi Hürriyet'in internet sitesine şu başlığı attılar:
"400 alınsaydı Dağlıca olmazdı!"
Yayın sırasında sosyal
medyada bu yalan haberi
görünce, doğal olarak röportaja
ara verip anında düzelttim. Sözleri çarpıtılan Cumhurbaşkanı da sert tepki verdi.
Milyonlarca insan röportajı canlı izlediği ve Hürriyet'e tepkiler çığ gib büyüdüğü için
provokasyonu daha fazla sürdürmediler.
Haberi internet sitelerinden
özür dileyerek kaldırdılar. Ombudsmanları
Faruk Bildirici de "hata" diyerek yapılan
kepazeliği kurumsal olarak kabul etti.
Ne var ki amaç hasıl olmuştu. O zaman hâlâ yayın yapan
FETÖ'nün yayın organları, karanlık odalar vs. Hürriyet'in yalan olduğunu kabul ederek kaldırdığı haberi yaymışlardı bile...
1 Kasım seçimlerine sayılı günler kala ülkeyi germek için üzerinde tepinecekleri yalanı bulmuşlardı.
Ama nafile... Cacığı çıkartılan
yıpratma operasyonu ters tepmişti. Seçmenin, birkaç önceki seçimlerde yüzde 40.9 oy alan
AK Parti'yi yüzde 49.5'lere taşımasına engel olamadılar.
***
Ülkenin
son 20 yılındaki her türlü bel altı operasyona ortak olmuş
Hürriyet'in ne toplumsal
ne de bireysel hafızamızda
bıraktığı kötü izler öyle şıp
deyince unutulacak cinsten
değil.
Ama kabul etmeliyim ki yeni dönemde eski Hürriyet olmadan sıkılacağız.
Zira her operasyonlarını kafalarını geçirirken çok eğleniyorduk.