Uluslararası ilişkiler en heyecanlı ve hareketli dönemlerinden birini yaşıyor.
Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasının ardından içerideki iktidar mücadelesine de enerji harcamak zorunda kalan ABD, dış politikada tekliyor...
Öncelik, Pentagon'un "söylemek istediği" gibi Ortadoğu'da mı? Yoksa hiç oralı olmuyormuş gibi görünen Başkan Trump'ın gözünü diktiği Uzak Asya'da mı? Tahminlerin ötesinde net bir şey söylemek mümkün değil.
Avrupa Birliği'nden sürpriz bir şekilde ayrılıp ikili anlaşmalara yöne- lerek yeniden diplomatik yayılmacılık sürecine giren İngiltere, eski dünyanın dengelerini sarsıyor.
İngiltere artık ABD ve AB'nin ortağı değil rakibi!
İngiltere'nin bu konumundan dolayı fiilen yan yana sayıldığı ülkelerden Rusya da toparlanmayı başarıp iddialı bir kutup olma yolunda.
***
Rusya ve İngiltere arasındaki casus kriziyse, parlamaya fırsat arayan bu
küresel alevin üzerine benzin döktü.
ABD yönetimi
anında tepki verdi. Washington, İngiltere'de eski bir Rus ajanın zehirlenmesi olayından sorumlu tutulan
60 Rus diplomatı sınır dışı ettiğini açıkladı. Seattle'daki Rus konsolosluğunun kapısına da kilit vurdu...
Onu pek çok AB ülkesi izledi. Hatta dün NATO bile krizdeki tavrını açık ederek yedi Rus diplomatın akreditasyonunu iptal ettiğini açıkladı...
Ancak
Kremlin Sözcüsü Peskov'un ısrarla söylediği gibi, yerine oturmayan taşlar var.
Rusya'nın "
sıcak denize" inme hedefinde doğrudan bir
çıkar çatışması yaşamadığı İngiltere'yle ilişkilerini riske edecek bir eyleme kalkışması mantıksız... Üstelik de tek kutupluluktan çok kutupluluğa doğru yol alırken, her müttefikin altın değerinde olduğu bu günlerde.
Belli ki, İngiltere'deki
Brexit oylaması öncesi
mesajlarını, Londra sokaklarını
kana bulayarak verenler bu kez de e
llerine zehir almışlar.
Evet, evet onlar... Bir ara da Ankara'da Rus Büyükelçi Karlov'u öldüren polis kılıklı FETÖ'cü ajanlarının eline silah verenler.
***
İşte, bulunduğu coğrafyada tek
devrilmeyen domino taşı olan Türkiye böylesine bir
kurtlar sofrasında...
Ve Afrin'deki gibi cesur hamlelerle, artık
bu yarışta bağımsız bir aktör olduğunu ortaya koyuyor.
Dün de TSK Tel Rıfat'ı teröristlerden temizledi.
Operasyonun sonuçlanmasının ardından aynı gün içinde
önce Putin ile ardından da Trump'la telefon diplomasisi yürüten
Cumhurbaşkanı'nın performansını herkes takdir ediyor.
Ülkenin ana muhalefeti ise iktidar perspektifinden fersah fersah uzakta. Dün grup konuşmalarına baktım... Türkiye'yi de ısıtacak bu büyük yangınla ilgili
fikirleri bile yok...
Şimdi siz söyleyin, bu kritik günlerde ülkeyi ana muhalefetin yönettiğini düşünebiliyor musunuz?
Doğru, daha ne söyleyeceksiniz, sandıkta yılardır söylüyorsunuz zaten...
Bu arada küçük bir not. Erdoğan, iktidar koltuğunda 5 bin 492'nci gününü doldurarak, 5 bin 492 gün görevde kalan Atatürk'ün rekorunu kırmış. (muhtelif gazeteler)