Dünya, Küba'daki Havana Büyükelçiliği'nde görev yapan on ABD'li diplomatın sonik cihazlarla sağır edilmesi iddialarının ardından yeni bir casusluk skandalıyla sarsılıyor.
Eski Rus casusu Sergey Skpiral ve kızı Yulia'nın Londra'da zehirlenmesiyle Birleşik Kkrallık ve Rusya arasındaki kriz derinleşiyor...
Londra 23 Rus diplomatı sınır dışı ederken, Moskova da misilleme olarak aynı sayıdaki İngiliz diplomatı "istenmeyen kişi" ilan etti. Dahası Rusya ülkesindeki British Council'ı dahi kapatıyor.
Rusların bu tarz sert çıkışlarına alışığız. Ancak işin soğukkanlı İngilizleri çileden çıkartacak seviyeye gelmesinin nedenleri ciddi.
Zira İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson "İngiliz topraklarında gerçekleşen sinir gazıyla zehirleme, Britanya'yı lekelemek için doğrudan Putin'in verdiği karar gibi gözüküyor" diyor.
Peki, tüm bu söylenenler gerçek olabilir mi? Çok soru işareti var. Ama gelin, cevabı tartışmayı yazının sonuna kadar erteleyelim.Çünkü Putin adının bu tarz casusluk hikâyelerine "yakıştırılması" boşuna değil...
Bahsettiğimiz kişi gerçek bir casus.
Üstelik öyle sıradan ajan da değil Putin, adeta Rusların James Bond'u.
Sanırım sadece şu aşağıdaki hikâye bile sözlerimizin abartılı olmadığının bir kanıtı.
***
Tarih 5 Aralık 1989. Yer Doğu
Almanya/ Dresden.
Berlin Duvarı'nın hepimizin üstüne yıkılmasına birkaç hafta
var. Sokaktaki öfkeli kalabalıklar Doğu
Almanya gizli servisi
Stasi'nin binasına
girip polisleri etkisiz hale getiriyorlar. Ardından da KGB binasına yöneliyorlar!
Göstericilerin anlattığına göre o sırada kapıda bir adam beliriyor. Tek başına ve kendinden emin bu sarı saçlı adam öfkeli kitleye şöyle sesleniyor:
"Binaya zorla girmeye çalışmayın.
Güvenlik güçleri silahlı ve gerektiğinde bu silahlarını kullanma yetkileri de var."
Adam kalabalığı dağıtmayı başarıyor. Üstelik içeride tek bir silahlı adam olmadığı halde
bu blöfü yapan ve yediren adam içeride de tüm işleri yoluna koymuş...
Moskova'yı aramış... Daha sonra hep kulaklarında çınlayacak olan o "ses yok" yanıtını almış... Buna rağmen soğukkanlılığını kaybetmeden binayı "temizlemiş." Kendi ifadesiyle "
o gün sobaları patlatacak kadar belge yakmış!"
***
Evet, o reklam filmindeki
Palulu beyefendinin dediği gibi, "
anlatmıyorum, güröyürsünüz..." işte.
Adamımız cevval ve bu işlerin ustası...Ancak Putin'in,
kazanmasına kesin gözüyle bakılan seçimler öncesi imajını zedeleyecek böyle bir hamleye kalkışmasına anlam vermek zor. Hele hele bu denli
açık parmak izleri bırakacak bir silahla ve yöntemle...
İki ülke ilişkilerin en gergin olduğu günlerde,
Türk polisi üniforması giymiş birinin Ankara'da
Rus Büyükelçisi'ni (Karlov) öldürmesinden farksız!
Belki kafamızdaki soruların yanıtı, ABD'nin konuya anında dahil olması ve Başkan
Trump'ın "Kesin Ruslar yapmıştır" anlamına gelen sözlerinde gizlidir...
Birileri
Orta Doğu politikalarında ABD karşısındaki blokta oluşan
yakınlaşmadan huzursuzdur...
Tıpkı Brexit referandumu öncesi
yine birilerinin Londra sokaklarında terör eylemleriyle rahatsızlığını göstermesi gibi...
Yakın dönemde çokça benzer operasyona maruz kalan Türkiye, deneyimleriyle, Londra ve Moskova arasındaki krizde yapıcı rol oynayabilir. Çünkü
iki başkent de yeni dönemde Washington kadar uzak değil bize.