Kuzey Atlantik Paktı (NATO) İkinci Dünya Savaşı sonrası güçlenen komünist dünyaya karşı kurulan bir batı örgütü.
Ama paktın üyelerinin, yöneticilerinin falan hiçbir önemi yok...
Çünkü, "Patron" Trump'ın "keserim ulen paranızı" diye tehdit edebildiği NATO'nun tek bir patronu var, o da ABD.
Dolayısıyla her NATO üssü bir ABD silahı ve zamanı gelince mutlaka "patlıyor!"
Hangi ülkede NATO üssü varsa, orada terör, hükümet darbesi vaka-ı adiyeden...
Buna karşın ekonomik ve siyasal olarak kuşatılmış, çaresiz bırakılmış üçüncü Dünya ülkeleri yıllardır, denize düşenin yılana sarılması misali sarılıyor ona. Sarılmaya mecbur ediliyor...
***
Biz de Menderes döneminde neredeyse kurulur kurulmaz girdik NATO'ya...
Bedelini de hiçbir işimizin olmadığı kilometrelerce ötedeki Kore savaşına gönderdiğimiz askerlerimizin kanıyla ödedik.
Fakat ne acıdır ki Menderes'i darağacına yollayan
27 Mayıs darbesinin arkasında da iktidarının ilk yıllarında
girmek için çırpındığı NATO vardı. Çünkü sağda solda Varşova Paktı'nın patronu komşumuz Rusya ile ticaret yapacağından, silah alacağından falan bahsediyordu rahmetli.
Ve yine ne acıdır ki, 27 Mayıs NATO darbesini, memleketimin solcuları, komünistleri destekledi.
CHP yıllarca resmi bayram olarak kutladı bu NATO müdahalesini.
Sonrasında da NATO operasyonları hiç eksik olmadı başımızdan.
Vatandaşlarımız, askerlerimiz, aydınlarımızı kurban verdik.
10 yılda bir düzenli darbesini yedik.
***
Ancak 15 Temmuz'daki, arkasında NATO'nun da olduğunu bildiğimiz işgal girişimi cini şişeden çıkarttı.
Hangi siyasi görüşten olursak olalım, yaşadığımız
toplumsal travmanın etkisiyle
kurtuluşu bu topraklarda aramaya başladık.
Külahımızı önümüze koyduk.
Tornasından geçtiğimiz eğitim sisteminin, medyanın zihinlerimize kazıdığı
"uluslararası toplum bir melektir yavrum" yalanını sorgulamaya başladık.
Benim gibi dünyaya daha soldan bakmış olanlarımızsa, Batı'nın
uluslararası toplumunu, enternasyonalizmle karıştırmaması gerektiğini öğrendi...
Bahsettiğim uyanışın resmi, NATO'nun Norveç'teki son tatbikatında Atatürk'e ve Erdoğan'a düşman diye sınıflandırmasına ülkece verdiğimiz tepkidir.
***
Ama tabii bu enstantaneyi okuyamayanlar da var aramızda...
Dünle birlikte geçip giden
NATO sisteminin kendilerine yine darbeyle, düzmece hukuk operasyonlarıyla iktidarını armağan edeceğine inanan köhnemişler...
"Umut" diye kurduğu, pazarcı malı misali "iyi" diye pazarladığı
partisinin kuruluş bildirgesinde NATO'ya bağlılıklarını bildiren proje siyasiler...
Kısacası, Yunanlı kardeşlerimizin, "na to kefari na to mermari" (İşte kafa işte mermer) diye deyimlerine konu ettikleri...
Evet, evet bildiğiniz
NATO mermer NATO kafalar.
Ki bilen bilir, kırılgan mermer göze güzel görünse de uzun vadede makbul olan dayanıklı mozaiktir.