Putin'in başstratejisti Aleksandr Dugin'in 15 Temmuz ve ABD'nin Türkiye planları üzerine söyledikleri kafa açıcı cinsten.
Dugin, ABD'nin FETÖ'yü kullanarak 15 Temmuz'u düzenlediğini belirtiyor. Ardından ekliyor:
"CIA darbeyi desteklemesi için Putin'i de ikna etmeye çalıştı. Putin'in çevresindeki etkili isimleri organize etti. Fakat Putin ikna olmadı. Erdoğan'a güveniyoruz. Artık Rusya'yı Erdoğan'a karşı provoke etmek kolay değil."
O karanlık günlerde havayı daha da ağırlaştıran olayları düşününce taşlar tam olarak yerine oturuyor değil mi?
Rus uçağının düşürülmesi... Rus büyükelçi Karlov'un Ankara'da FETÖ'cü bir polise öldürtülmesi...
Ve insan "CIA Putin'i iyi ki ikna edememiş" demeden edemiyor.
Haksız mıyım?
Bir düşünsenize o günleri...
Ordu içindeki FETÖ'cüleri temizlemekle meşgul...
Güya birbiriyle savaşan PKK ve DEAŞ kentlerimizde eşzamanlı terör saldırıları düzenlemek için fiili ateşkes yapmış...
Medyanın ve muhalefetin bir kısmı darbeyi yapan güçlerin argümanlarıyla içeriden vuruyor...
Birleşik Krallık'ın pozisyonu netleşmemiş... OHAL ilan edilmemiş...
Tüm bunların üzerine bir de komşumuz Rusya tehdidi eklenseydi, Türkiye'nin işi çok daha zorlaşmaz mıydı?
***
O günlerde Rusya ile köprülerin atılmamasında diplomasi kadar etkili olan
Cavit Çağlar gibi yurtsever işadamlarının katkıları elbette konuşulacaktır.
Ama rahatlamak için erken. Zira tehlike geçmiş değil. Bilakis Türkiye'nin gücü anlaşıldığı için taarruzun dozajı daha da artırıldı.
Süreci doğru okuduğunu kanıtlayan Dugin'in bu konudaki uyarıları da önemli: "ABD kesinlikle bütün ekonomik ilişkilerini kullanacak. Sürekli saldırı altında olacaksınız. İran'a, Rusya'ya yaptırım uygulanıyor.
O kadar eminim ki Türkiye'ye de yaptırım uygulayacaklar!"
***
Buyursunlar, uygulasınlar.
Köleliğin kanıksandığı
Ortadoğu'da ABD'den bağımsız iç ve dış politika geliştirmenin bedelsiz olmasını aklı başında hiç kimse beklemiyor zaten.
Kaldı ki bildiği kırk türkü de armut üzerine olan ayı misali, siyaseti ve Türkiye'yi esir almak için kullanacakları silahları da ezberledik.
Darbe girişimi ve terörle amaçlarına ulaşamadılar... Şimdi tıpkı Suudi Arabistan'da yaptıkları gibi, kullanışlı bir iktidar için yeniden "yolsuzluk" yaftalarına sarılacaklar...
Ekonomi ve algısı üzerinden yüklenecekler...
Bu ülke için şans olan en büyük talihsizlikleri ise bizdeki işbirlikçilerinin Arabistan'da kafaladıkları
veliaht Prens kadar bile yetenekli olmaması. Kıvrak
ABD'nin hızına yetişememesi... 27 Mayıs'tan beri çiğnediği sakızı tükürememesi...
Baksanıza
muhalefet hayaleti hâlâ bizi, yerel bir
icraat konusunda seçmeni
tam ikna etmek için özel tanıtımlar
yapan siyasinin "operadaki
diktatör" olduğuna
inandırmaya çalışıyor.