Habertürk'ten Fatih Altaylı geçtiğimiz gün çok ciddi bir iddiayı köşesinde dillendirdi.
Aynen aktarıyorum:
"...Soruşturmayı yürüten bir savcı ne diyor: 'Halen görevde olan 12 valinin ByLock kullanıcısı olduğunu biliyoruz, ama hiçbir şey yapamıyoruz'
Hele hele bunlardan biri hakkında savcıların söylediği daha da ilginç: 'Bir valinin ByLock'la yaptığı tam 1800 mesajlaşma var. Çok açık. Hepimiz biliyoruz. Ama dokunamıyoruz.'
Bunları ben uydurmuyorum. Savcılar söylüyor. Ve bu ülkede FETÖ ile mücadele ediliyor öyle mi? Savcılar gülüyor bu lafa. Ben de gülüyorum. Siz de gülün. İster ağzınızla, ister başka bir yerinizle!"
Bunlar çok ama çok ciddi iddialar. Yazarı da bu mevzuun öyle her zamanki gazetecilik kolpolarını kaldırmayacağını bilecek deneyime sahip.
Şimdi. Eğer Fatih Altaylı yazısında iddia ettiği gibi gerçekten FETÖ davalarının akıbetinden kaygılandığı için bu riski aldıysa, o savcıyı açıklamak zorunda.
Öyle ya, kimmiş bu halktan aldığı yetkiyi herhangi bir nedenle kullanmadığını söyleyen basiretsiz, öğrenelim. Ya da en azından yüksek yargı bilsin ki, terörle mücadeleyi aksatan bu zatla ilgili işlem yapabilsin.
Haksız mıyım? Düşünsenize, Altaylı'nın ismini açıklamadığı savcı gerçekten varsa... Bu savcının sözünü ettiği FETÖ'cüler kim bilir şu an ne kumpaslar kuruyorlar halka!
Ama Altaylı, "Elimde 180 ByLock'çunun listesi var" deyip hâlâ savcılıklara başvurduğunu duymadığımız Kılıçdaroğlu gibi, "nasıl olsa unutur bu halk" diye düşünüyorsa, yanılıyor.
Zira şu an FETÖ ile ilgili elindeki bilgiyi yargıyla paylaşmayanın yaptığı şey en naif ifadeyle yardım ve yataklıktır!
Evet, bekliyoruz Fatih Bey.
***
Neeee Arda Turan küfür mü etmiş!