Dün Beşiktaş, Boğaz'da taraftar donanmasıyla şampiyonluğunu kutlarken Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım kürsüden salvolar yapıyordu.
Aynı saatlerde ajanslara bomba bir haber düştü.
Kulislerde adı Fenerbahçe başkan adayı olarak geçen Ali Koç, 2018 yılında kulübün yönetimine aday olacağını resmen açıkladı.
Şimdi önümüzdeki sorunun denklemi net.
19 yıldır kulübü yöneten Aziz Yıldırım futbol âleminde var olabilmenin en ince ayrıntılarına vakıf. İyi hatip.
Ama bildiğiniz üzere hepsinden önemlisi Aziz Başkan delegeye hakim. Üstelik bugüne değin karşısına dişli bir rakip çıkmadığı için düşük delege katılımlı seçimlerle şansını arttırmayı hep başardı.
Ne var ki Yıldırım'ın bu avantajı, Ali Koç'un 2018'deki adaylığını heyecanlı hale getiren bir unsur da aynı zamanda.
***
Şöyle ki, Aziz Yıldırım'ı seçmiş olan mevcut delegeler hakkında kesin hüküm veremesek de tribünlerin genç Ali Koç'tan yana olduğunu kolayca söylemek mümkün.
Gerçi
futbol başkanları âlemi rasyonel aklın daha etkin olduğu iş dünyasına benzemez. Ama Ali Bey'in soy
isimin potansiyeli ve başarılı kariyeri
de elini güçlendiriyor.
Dolayısıyla, 2018'deki Fenerbahçe başkanlığı seçimleri de,
kulübün gerçek sahibi olan tabanının dinamizmiyle, temsil kabiliyetine sahip delegelerinin çıkar çatışması sonucunda şekillenecek.
Gerçekten belli olmaz. Çünkü Gezi günlerinde sanki Marks'ın emek sermaye çelişkisindeki yeri fabrikatör değilmiş gibi,
"Kapitalizm ortadan kalkmalı" diyerek devrimci bir yanı olduğunu tescillemişti Ali Bey.
Şaka bir yana olmaz olmaz demiş eskiler. Bakarsınız
bir dip dalga yaratır Koç ardından da neredeyse
çeyrek asırlık Fenerbahçe yönetimini deviriverir.
Üstelik
bu devrim sadece Fenerbahçe'ye değişim ve yenilenme vaat eden bir başkan kazandırmakla da kalmaz...
***
Kim bilir bakarsınız, futbol camiasıyla aynı dertten, lider sultasından, mustarip siyasi hayatımızda da domino etkisi yaratır bu değişim.
Örneğin göreve geldiği
7 yılda 7 seçim kaybettiği halde sadece delege hâkimiyetiyle CHP Genel Başkanlık koltuğunda oturan tek adam Kılıçdaroğlu'nun karşısına Ali Koç'tan feyz alan alternatif bir isim çıkar.
"İsmet İnönü gelse delege yapmazlar" denilen Genel Merkezin markajını deler, delegeyi etkiler ve tabanın değişim ve başarı talebini yönetime taşır...
Evet, yazıya futbol konuşarak başlamama şaşırdığınızı biliyorum.
Ne yapayım, futbol yazısı süsü verilmiş bir makaleyle konuya girersem, 16 Nisan referandumunun elzem kıldığı
siyasi partiler ve seçim uyum yasaları belki birilerinin aklına gelir diye düşündüm.
Zira ne iktidar kanadından ne de muhalefetten bu konuda bir tartışmanın sinyali henüz gelmedi.
Ve biliyorsunuz biz seçmeni,
tabanı ilgilendiren asıl mevzuda zurnanın zırt dediği o delik de tam olarak burası...
Ha bu arada
Ali Koç 2018'deki Fenerbahçe yarışını kaybederse de üzülmesin. 2019'da da Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Yeni sistemimiz 100 bin
imzayla parlamento dışı isimlere
adaylık şansı tanıyor.
Ne demiştik?
Olmaz olmaz.