Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Holdingsin sen holding kal!

Memlekette "iktisatlı" ekonomist bulmak zor olduğu için en çok çarpıtılan alan ekonomidir.
Mevzuu gereksiz ayrıntılara boğarlarsa entel görüneceğini sanan bu arkadaşların son olarak çorbaya çevirdikleri konu Varlık fonu.
Biliyorsunuz, Halk Bank, Ziraat Bankası, THY gibi Türkiye'nin dünya çapındaki markalarının yönetimi bir fona devrediliyor.
Muhalefet ayakta. Fonu, Osmanlı bütçesinin yönetimini emperyalistlere bırakan Düyun-u Umumiye'ye benzeten sürrealist siyasiler bile var.
Oysa yapılan iş tam tersi. Kamuya ait gibi görünen ancak varlıkları dışında kamuya güçleri oranında artı sağlayamayan bazı kurumlar daha verimli olsunlar diye gerçekten kamuya devrediliyor. Yani millileştiriliyor.
Sorularla devam edelim.
Bu fona niçin ihtiyaç duyuldu?
Türkiye'nin "fazlası var" ama ulusal kaynaklarını, birikimlerini verimli şekilde kullanamıyor. Büyük markaların prestijlerinden yararlanamıyor.
Çünkü küresel muktedirler ülkede öyle bir ekonomi yönetimi modeli kurmuşlar ki, Türkiye zenginlikleriyle övünemiyor, "bizim" diyemiyor. Zira ekonomi yönetimi bölünmüş.
Peki, Varlık Fonu bu sorunu nasıl çözecek?
Bu modelle Türkiye yatırımlarını finansmana dönüştürecek. Arkasına Türkiye'nin markalarının ve kurumlarının gücünü alan Fon, yeni dev altyapı projelerine, ulusal sanayiye vs. daha rahat kaynak bulabilecek.
Yani artık Türkiye, rekabet gücünün, 'ye kürküm ye'nin para ettiği dünya piyasalarında, G-20'ye girecek dev bir "holding" olduğu halde bakkal gibi ezilip büzülmeyecek!
Muhalefetin "Türk tipi" diyerek aklınca aşağılamaya çalıştığı bu fonun başka gelişmiş ülkelerde örneği var mı?
Sorulmaz ama elbette var. Envai çeşit fon, son dönemin devleşen ekonomilerinin önemli bir kaynağı. Çin'den Norveç'e... Ama bizim, sınırsız insan ve doğal kaynağı olan ülkelerden farklı olarak yöne- teceğimiz ekonomik değerlerimiz var.
Yani evet, Türk tipi bu fon.
Ancak bazı eziklerin imalarının aksine, özgün koşullarımızı gözetip kendimize has bir model geliştirmek ayıp değil, olsa olsa özgüvenin ve gururun kaynağıdır.
Denetim dışı mı?
Geldik dananın hep aynı yerden kopan kuyruğunun o noktasına. Ekonomi denetimi deyince hâlâ maliyeci baskınını kasteden et balık kurumu solcuları anlamıyorlar. Serbest piyasada denetimi müşteri yapar! Ve tüm diğer kuruluşlar gibi bağımsız ve tarafsız yargının zaten denetiminde olan Varlık Fonu'nun mimarı, hepimiz biliyoruz ki hesap uzmanı değil ama iyi hesap verme uzmanı.
Sadece 2002'den beri halka, seçmene hesap verdiği sandıkları kaç kere omuzladığını ben bile unuttum.
Dolaysıyla bu fon da denetmenlerin hasının, yani seçmenin denetiminde.
Başarısının da başarısızlığının da hesabını halk soracak.
Umarım yeterince açıklayıcı olmuştur.
Kuşkusuz, Fon yönetimi de iletişim stratejisi toplantısını bitirdiğinde kamuoyuna mutlaka daha doyurucu açıklamalar yapacaktır.
Takipteyiz. Zira kendilerine sorularımız da var.

***

Çok düşünürler ya Türkiye'nin markalarını...

Şimdi devletin ve siyasetin Varlık Fonu tasarrufu üzerinden kıyametler koparanlar arasındaki bazı yüzleri o günlerden de hatırlıyorsunuz değil mi?
Evet, bu halkın teriyle kurduğu markalar içeriden dışarıdan saldırı altındayken... Mesela 17-25 Aralık'ta...
Halk Bank gibi markalaşan değerlerimiz, FETÖ'nün hukukçu çeteleri tarafından batırılmaya çalışılırken...
Türkiye'nin yüz akı dev altyapı projelerini yüklenen dev şirketlerin sahipleri keyfi olarak gözaltına alınırken.
Yurtdışından kredi alamaz hale getirilirken...
Bir düşünün lütfen...
O günlerde, Halk Bank batırılırken tetikçilere destek verenler mi bugün THY'nin verimliliğinin düşmesinden kaygılanıyorlar?
Hadi oradan...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA