Dünya tarihinde böyle bir destana az rastlanır.
Bir halk, ordusunun kıyafetlerini giymiş alçakların jetlerine, tanklarına, makineli tüfeklerine aldırmadan, ülkesini işgalden kurtardı.
Askeri, polisi, sivili, yaşlısı , engellisi, çocuğuyla 240 şehit verdi.
Her şey canlı yayınlarda gözlerimizin önünde gerçekleşti.
Ruhunu, namusunu, onurunu Fethullah denen alçağa teslim etmiş hainler bu halkın helikopterleriyle, uçaklarıyla Kurtuluş Savaşı'nda bile vurulmamış Gazi Meclisimizi bombaladılar.
Kışlada askerlerimizi, karakolda polislerimizi rehin aldılar.
Tanklarla halkın üzerinden geçtiler...
Sokaktaki insanların üzerine kurşun yağdırdılar...
Ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanının üzerine ölüm mangaları gönderdiler...
Dün sosyal medyada bakıyorum, bu ülkenin ekmeğini yiyip semirenler, el üstünde tutulanlar, "15 Temmuz Darbe Tiyatrosu" başlığı atmışlar.
Evet, nineler bile sokağa çıkmışken, vatanlarını, onurlarını, demokrasiyi, eşlerini, çocuklarını, geleceklerini korumaya cesaret edemedikleri için utanıyorlar. Utandıkça da çirkefleşiyorlar...
Açık söyleyeyim, bu ülkede yaşamayı, bu onurlu halkın, kendilerine makarnacı, göbeğini kaşıyan adam, "hüloğğ" diyenlerin kanalını bile darbecilerden kurtaran o nur yüzlü ninelerin, dedelerin yüzlerine bakmayı hak etmiyorlar.
Yarın kendi çocukları da, ülkesi işgal edilmeye çalışırken düşmana moral veren bu vatandaş müsveddelerine bugünleri hatırlatacak.
Girecek delik bulamayacaklar, toprak bile onları kusacak.
***
Acil demokrasi planı
Pazartesi gecesi sokaktaki halkın karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün MGK sonrası önemli açıklamalarda bulunacağını söyledi.
Peki, olası tedbirler neler olabilir?
Bence reformlar Fethullahçıların her noktasına sızdığını gördüğümüz TSK'da yoğunlaşmalı.
Mesela, askeri okul öğrencileri de tıpkı Fethullahçı örgütlenmenin güçlü olduğu polis okullarında yapıldığı gibi, puanlarına göre sivil okullara nakledilmeli.
Bu okulların müfredatı yeniden gözden geçirilip sivil öğretmenler göreve getirilmeli.
Profesyonel orduya geçiş için yapısal adımlar atılmalı.
Aksi halde batılı demokrasilerin tartışıp çözümler bulduğu "muhafızların muhafızlığını kim yapacak" sorunsalı Türk halkının başına arıtmaya devam edecek.
***
Başyaver Ali meğer beni fena yapacakmış
Genelkurmay Başkanımızı yaveri esir aldı.
Cumhurbaşkanımızın kaldığı oteli de, cuntanın ölüm timine Başyaveri Ali Yazıcı'nın bildirdiği iddia ediliyor.
Lüzumsuz "darbe" şakalarıyla bilinen bu zatı, Cumhurbaşkanı ile gittiğimiz gezilerden bilirim. Hiçbirimiz ciddiye almaz, güler geçerdik.
Ancak darbe girişimin ardından ne kadar ciddi olduğu anladık.
Bu Başyaver'in Cumhurbaşkanı'nın son Afrika seyahatinde gazetecilere yaptığı konuşmayı Milat gazetesi Yayın Yönetmeni Ali Adakoğlu ve sohbete şahit olan diğer gazetecilerden dinleyince "pes" dedim.
Aynen şunları söylemiş:
"Darbe geliyor. Siz inanmamaya devam edin. Ama merak etmeyin size bir şey yapmayacağız. Fakat o Melih'i bizzat ben alacağım ve onun..."
Allah fırsat vermedi.