Dünya üzerinde çok az halk, yedirip, giydirip kuşandırdığı asker kendisine silahını doğrultunca kafa tutmuştur.
Bu halk, biz bunu yaptık!
15 Temmuz 2016'yı dünya tarihinin en onurlu sayfalarına kanımızla yazdık.
Tek tek anmaktan imtina etmeyelim.
O akşam, o gece sokağa çıkıp cuntanın tanklarının önüne yatan, uçaklardan, helikopterlerden atılan bombaların üzerine gidenleri, 161 şehidimizi...
Köprüyü, TRT'yi hatta kendilerinden "koyun" diye bahsedenlerin kanallarını bile darbecilerden temizleyen o bastonlu hacı amcalarımızı, hacı ninelerimizi...
Cuntanın ordumuzdan çaldığı uçakları havalandırdığı üsse traktörleriyle, sabanlarıyla yürüyen ve 5 şehit veren Kazanlı köylülerimizi...
Anneleri, babaları, abileri, ablaları ile birlikte darbe gecesi tehlikelere aldırmadan sokakta sabahlayan çocuklarımızı...
Dualarla ülkemizin üzerinde manevi bir kalkan kuranları...
Sabaha karşı sokakta bir köşede uyuyakalan erkeklerimizin başında ayakta dikilen dirençli kadınlarımızı, annelerimizi...
Hukuksuz emre itaat etmeyen askerlerimizi, Mehmetçiğimizi. Kritik Özel Kuvvetler'i teslim almaya çalışan haşhaşi generali düşünmeden alnından vuran şehit astsubayımızı...
Tabancasını çekip ağır silahlarla kuşanmış cuntacıları girdikleri inlerden çıkartan kahraman polislerimizi...
ABD darbeyi kınamadan önce de siyasete ve halka desteğini açıklayan milletvekillerimizi...
Güçler dengesi netleşmeden, halkıyla birlikte saf tutan gazetecileri. Kanallarını açık tutup halkı bilgilendirmek için hayatlarını tehlikeye atan televizyoncuları.
Darbe girişiminin ilk dakikasından itibaren oturduğu makamı dolduran, seçmenine verdiği sözün hakkını layıkıyla yerine getiren Başbakanımızı...
Ve tabii bombalara, kurşunlara hedef olup, halkıyla birlikte tarihimizin gördüğü bu en alçakça kalkışmaya direnen, bizlere önderlik eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ı...
İyi ki varsınız!
***
Unutur muyuz!
Tabii bir de Fethullahçı darbe girişimi yaşanırken fiilen ve dolaylı olarak bu alçaklara destek olanlar var. Hukuk önünde, halk önünde bedelini çok ağır ödeyecekler.
Ne onları unutacağız, ne de...
Komşusunun evi yanarken saçını tarayanlar gibi, yerdeki ölülerimizi değil, protestolarda yıpranan İzmir Saat Kulesi'nden bahsedenleri...
Sosyal medyada manipülasyonlarla, "Mehmetçiğin kafası kesildi" yalanlarıyla askeri halka karşı kışkırtan gazetecileri, anchormanleri...
O gece bile siyasi husumetini unutmayıp "düşerse Türkiye düşecek olan" Erdoğan'a sinsi sinsi, alttan alta vuranları.
Darbeden iş çıkartmaya çalışan ikbal pervanelerini...
Ülkeyi karıştırıp darbeden hemen önce soluğu yurtdışında alan, fareler gibi kaçan genel yayın yönetmelerini, gazetecileri, siyasileri, savcıları...
Makarnacı dedikleri halk sokakta mermi yerken, aç kalırız diye marketlerin makarna reyonlarını boşaltanları...
Hiç şüpheniz olmasın, yüzleşeceğiz.
***
Darbe günü nasıl seçildi?
Fethullahçıları çok iyi tanıyan ve onların gadrine uğramış bir kaynağımdan, bu çetenin ağustosta bir darbeye kalkışacakları kulisini 3 hafta kadar önce almıştım.
Ancak doğal olarak bunun da önceki duyumlar gibi gerçekleştirilemeyeceğini, hazırlık aşamasında bertaraf edileceğini düşündüm.
Yine duyduğum her şeyi en yetkili makamlara, siyasilere ilettim.
Senaryoya göre darbe ağustostaki Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) öncesi yapılacaktı. Çünkü Fethullahçılar tasfiye edileceklerini biliyordu.
Ancak Türkiye'nin dış politikadaki sürpriz hamlesiyle boşa düşen, yalnızlaşacaklarını anlayan Fethullahçılar paniklediler.
Ve düğmeye erken bastılar ve sonlarını hazırladılar.