Dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın Diyarbakır ziyaretini izlemek üzere Diyarbakır'daydım.
Mitingin yapıldığı, Valiliğin hemen önündeki Anıtpark olabildiğince kalabalık ve coşkuluydu. Olabildiğince diyorum zira, Çözüm Süreci'nde yeniden sokağa çıkmaya başlayan Diyarbakırlılar, bir terör arasının ardından yeni yeni sokağa çıkmaya alışıyorlar.
PKK'nın sokağa hakim olduğu dönemde otorite olarak gördükleri örgüte boyun eğen halk, devletin varlığını hissetirmesiyle cesaret bularak yeniden yaşama dönüyor. Teröre karşı tepkisinin tonunu da sertleştiriyor.
Konuştuğum Diyarbakırlılar, işte böyle bir süreçte Erdoğan gibi bölge halkının güvenini kazanmış bir siyasiyi görmenin kendilerine "çok iyi geldiğini" söylüyorlar.
Yerel siyasetçilerin sahada daha çok "görünmesi" ise Diyarbakırlı'nın diğer talebi.
***
6 AY ÖNCE 6 AY SONRA DİYARBAKIR
Muğla'dan 6 ay önce Diyarbakır'a gelen üst düzey bir emniyet görevlisi anlatıyor. "Geldiğim günkü Diyarbakır ile şimdiki arasında dağlar kadar fark var. İlk geldiğim dönemlerde gecede en az 80-90 vaka yaşanıyordu. Ekip otosu taramalar, el yapımı patlayıcıların kullanıldığı gösteriler... Şimdi haftada tek tük bir olay oluyor. Hava karardığında evlerine kapanan Diyarbakırlılar yeniden gece yarıları parklarda oturmaya başladılar.
Terör eylemleriyle birlikte Diyarbakır'daki asayiş olaylarında da ciddi azalma görülmüş. Emniyet yetkilileri bu durumu, kentteki uyuşturucu bağımlılarının, hırsızların, kapkaççıların, hendek ve barikatlarda kullanılmasına bağlıyorlar. 100-150 kişilik çapulcu gruplarını, Dağ kadrosundan gelen 4-5 kişilik bir profesyonel teröristin yönettiğini, bu kişilerin de etkisiz hale getirilmesiyle toplu teslim olmalarının yaşandığını belirtiyorlar.
***
BİNALİ BEY ÇABUK ISINDI
Dün Diyarbakır mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce konuşan Başbakan Binali
Yıldırım, coşkulu ve tempolu konuşmasıyla herkesin takdirini kazandı. Ağır konuşma temposuyla bilinen Binali Bey demek bu günleri düşünerek kendisini daha fazla yormuyormuş.
***
TANIŞIK SENİ BEKLİYOR
Miting sonrası, Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyetle birlikte PKK'nın 16 vatandaşı öldürdüğü Diyarbakır'ın Tanışık mezrasına gittik. Katliamın yaşandığı yerin adı medyada ısrarla Dürümlü olarak anılıyor ancak, mezranın adı Tanışık.
Tanışık'da vahşetin ağır havası hala hissediliyor. Köylüler, PKK'nın Diyarbakır içinde patlatmayı planladıkları bomba yüklü kamyonu Tanışık'ta durdurduklarını anlatıyorlar. Bunun üzerine PKK'lılar aracı terk ederek uzaklaşıyorlar ve uzaktan kumandayla bombayı patlatıyorlar.
16 Kürt vatandaş işte böyle katlediliyor. Köylülerin araca ateş ederek patlattıkları yalanını ise, saldırıda ölenlerin tamamının sivil Kürtler olması nedeniyle gelen tepkiler üzerine PKK'nın dolaşıma soktuğunu anlatıyor.
Olay yerinde toplanan ceset parçalarının ve DNA örneklerinin tümünün PKK'ya direnen Tanışık köylülerine ait olması da söylediklerinin kanıtı. Evet, her evinden kayıp veren Tanışık'ın yaralarını sarmak hepimize düşüyor. Türkiye sivil toplumu, fail PKK olduğu için bu büyük drama sessiz kalan gruplardan ibaret olmasa gerek, yanılıyor muyum?