Dün Oğuz Haksever, Murat Çiçek ve Hakan Güldağ ile Gaziantep'teydik.
Bu şehre ne zaman gelsem müthiş bir huzurun, güvenin, umudun ve pozitifliğin beni sarıp sarmaladığını hissederim.
Nedeni üzerine düşününce, aklıma önce, pek çok medeniyetin ortak birikimi olan hoşgörü ikliminin asırlardır kentin üzerine ağır ağır sinmesi geliyor.
Bölgede bu hissin benzerini yaşadığımız Mardin gibi kentlerin kaybolan huzurlarının ardından bakakaldığımız bu karmaşık günlerde, Akdeniz'in sınırları çizen zeytin kuşağının en karakteristik temsilcisi olan Antep üzerine hassasça titrenmesi gereken bir "numune" konumunda.
Zira Antep'te kiminle konuşsak, 1 Mayıs'ta Gaziantep Emniyet Müdürlüğü önünde gerçekleşen terör saldırısının kentin imajına zarar vermesinden kaygılandığını söylüyor.
Haklısınız, değil kalleşçe bir saldırı, atom bombası düşse, nüfusundan daha fazla mülteciye ev sahipliği yaparak hoşgörünün ve yardımseverliğin manifestosunu yazan Kilis gibi kentlerin bulunduğu bu coğrafyanın kadim imajı öyle kolay zedelenmez.
Gelin görün ki misafirperverlikleriyle "kim ev sahibi kim misafir karıştırmamıza" neden olan Antepliler hassas insanlar. Ve kaygıları hepimiz için.
İşte bu yüzden onbinlerce Suriyeli mülteciyle işlerini, ticaretlerini, evlerini, sokaklarını seve seve paylaşıp dünyada yüzümüzü ağartan Antep'le şimdilerde daha yakından ilgilenmemiz gerekiyor sanırım.
***
SURİYELİ İŞADAMLARI GELİYOR
Suriyeli deyince çoğumuzun aklına İstanbul'da sokakta çaresizce yardım bekleyen Suriyeliler geliyordur. Ancak Antep'e gelirseniz bu fikrinizin epeyce değişeceğini garanti ediyorum.
Yalnızca, Antep'in sokaklarında dilendirilen Suriyeli çocuk göremememizden falan bahsetmiyorum.
Daha somut veriler var elimde. Örneğin kentteki kayıtlı Suriyeli işletme sayısı, Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık'ın verdiği rakamlara göre çok kısa bir sürede 25'ten 750 civarına dayanmış durumda.
Yani Antep'in orta sınıfına, ekonomimize katkı yapmaya başlayan, vergi ödeyen Suriyeli misafirlerimiz hızla dahil oluyor.
Yüzlerce yıldır, bölgenin en güvenilir ve başarılı ticaret erbabı olarak nam salmış Suriyeli girişimciler Antep'e ve
Türkiye'ye çok şey katacak.
***
YİNE OLMADI PUTİN
Gaziantep
Türkiye'nin yedinci büyük sanayi kenti. Dolayısıyla yalnızca Suriye ve Irak'taki karmaşa değil, uçak düşürme krizinin ardından Rusya'nın Türk mallarına ambargo uygulaması da hayatı etkilemiş. Ancak yaratıcılık adeta genlerinde olan kentin sanayicileri ve tüccarları alternatifler bulmakta gecikmemişler.
İhracatçılar Putin'in ambargosunun zararının
Türkiye'den çok Rusya olduğunu söylüyorlar. Şöyle ki. Türk malları,
"arka kapılardan" yani Belarus gibi ülkeler üzerinden yine Rusya'ya ulaştırılıyor. Artan sadece lojistik maliyeti. Ancak bu maliyeti yüklenen de Türkiyeli ihracatçılar değil, Rus halkı.
Çünkü ülkeye ulaştırılan malların fiyatlarına bu ek maliyet de yansıyor.
Yani Putin kaş yapayım derken yine göz çıkartmış durumda. Pireye kızıp zaten yoksul olan Rusları tükettikleri ürünlere daha fazla bedel ödemek zorunda bırakıyor. Kızdığı ülkenin işadamlarına da daha fazla kazandırıyor.