Türkiye'de solcular hep "gündem belirleyemiyoruz" diye hayıflanırlar. Haklıdırlar da. Türkiye halkının ezici çoğunluğuyla dertleri, hedefleri hiç kesişmediği için genelde gündem belirlemek yerine gündem olurlar. Çünkü solun gündemini hep "başkaları" belirler.
Ülke yıllar yıllar sonra burnunu biraz olsun dikleştirir. İhracat tavan yapar, hazine para dolar, toplumsal barışı sağlamak için Çözüm Süreci başlatılır. Bizimkilerin derdi ise bu iyiye gidişatı sekteye uğratmak için Gezi olur mesela. Ne yapsınlar, parçası olamadıkları gündeme, genel hatları "dışarıda" belirlenen projelere piyon olarak dahil olmaya çalışmaktan başka şey gelmez akıllarına. Antiemperyalist yerel isyanlarının son günü çaresiz kalınca devrim yapmak yapmak istedikleri ülkelerine NATO müdahalesi bile talep ederler. E tabii gündemden düşerler.
Olsun yeni fırsatlar vardır önlerinde.
Yeni havaalanlarının, boğaz köprülerinin inşaatları kurulur, dış ticaret artar. Ambargosu delinen ABD rahatsız olur. Siyaset dışı paralel bir çete hükümeti devirmek için 17-25 Aralık'da hukuk darbesi tertipler. Halk birkaç ay sonraki yerel seçimde tavrını devrilmek isteyen hükümetten yana koyar. Yetmez hedefe alınan Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçer. Yani Gülen çetesine "Operasyon yaptığın, siyasi iradem, benim, oyununa gelmedim" der. Sol varoluşu saydığı halkın siyasi tercihini destekleyeceğine demokrasi dışı odakların değirmenine su taşır. Aklınca sandıkta alamadığı iktidarı, puslu ortamda devrimle gasp edecektir. Ama 27 Mayıs'taki gibi sonradan ellerinden devrimi alsa bile yardımlarına koşacak bir cunta yoktur ne yazık ki. Tabii yine tepetaklak inerler gündemden.
Bugünlerde de silahlı terör ilişti gözlerine. Hayır, kendilerinin o gücü yoktur elbette. Eee PKK boşuna mı duruyor? Bizimkiler de hemen, önce oyla, sonra da dişleri, tırnaklarıyla iliştiler PKK terörüne. Hâlâ da, Türkiye halkının yüzde 90'ının teröre tavrı karşısında kaosun saflarını sıklaştırmakla meşguller. Gündemde "sorun" olarak yer alıyorlar yani.
2015'in son haftasında da "bu yıl da yine gündemi belirleyemedi sol" diyerek tam ümidi kesecekken yine bir hamle geldi kahramanlardan. Üstelik iddialarına göre bu kez inisiyatif yerliydi, Edirne'nin ötesinden, Cemaat'ten ya da PKK'dan gelmiyordu.
Konusu ne diye merak mı ediyorsunuz? Ne olacak canım din işte. Günlerdir, ODTÜ'deki dindar öğrenci kulüpleriyle ve mescitlerle uğraşıp Türkiye halkının inançlı kesimlerinin nefretini kazanmak için çabalıyorlar.
Buyur buradan yak!
Yahu arkadaş sol muhalefetin dert edeceği bunca sorun varken, insan tutup da etkilemeyi planladığı insanları kızdırır mı?
Yok, ama yıllardır aynı hatada ısrar ediyorlar.
"Ellerinden gelenin hepsi bu işte, ne yapsın biçareler" derseniz. "Tek orijinal gündemi dinle didişmek olmayan bir sol oldu mu ki" diye sorarsanız...
Bilmem ki... Aslına bakarsanız kesin olarak bir cevabım yok demeliyim. Çünkü ideal solu ve birkaç olumlu örneği sıralayabilirim, o kadar. Bunlar da kuşkusuz istisna sayılacağı için elimde patlar.
Haklısınız, o zaman dağılalım artık.