7 Haziran seçimleri öncesi PKK-HDP cephesinin ağzından "90'lara dönüyoruz" cümlesi eksik olmuyordu.
Gördük ki adamlar doğru söylüyormuş. Hakikaten bir anda 90'lara dönüverdiler!
Demokratik özerklik, öz yönetim, hendek, el yapımı bomba, roket, barikat, sur derken 90'larda denedikleri ne varsa tekrarladılar.
Üstelik şimdi 90'ların Türkiye demokrasisinin izin vermediği imkânlara da sahiplerdi. 59 vekil, 100'ü aşkın belediye, merkez medyanın desteği az şey mi?
Bereket devlet ve siyasal iktidar bile hala arkalarından 90'lara dönmemekte ısrar ediyor.
Evet, sokağa çıkma yasakları var, güvenlik güçleri daha sert, hükümetin söylemleri de. Ne var ki bu söylediklerimin hiç biri yönetimin 90'lara döndüğünün kanıtı değil. Zira 2015 Fransa'sının Paris saldırıları ardından ilan ettiği OHAL aylardır sürüyorken, doğusunda Paris'i her gün yaşayan Türkiye'nin aldığı tedbirlerin anormal olduğunu söylemek biraz garip olur.
Kamuoyunda yükseldiği aşikâr olan milliyetçiliğin de, her daim ordunun yanındaki medyanın sorunlu dilinin sorumlusu da yine "90'lara döneriz"i bir uyarı değil, vaat olarak kullananlar.Sırtında rodeo oynadıkları Kürt milliyetçiliğinin simetrisinde Türk milliyetçiliğini yeniden yüreklendirmeyeceğini kendileri de biliyor olmalılar değil mi?
Siyasal iktidarın bu süreçte hiç mi kusuru günahı yok? Var elbette. Geciken, cesaret edilemeyen pek çok girişimi nasıl inkâr edebiliriz?
Ne var ki mercekle kusurunu aradığımız siyasi irade, Cumhuriyet tarihinde ilk kez toplumsal barışın iktidarın anahtarı olduğunu "keşfedip" Çözüm Süreci'ni üstlenen bir yapı. Üstelik de girişimlerinin karşılığını her seçimde ve referandumda almış. Şimdi durup dururken mutlaka ve mutlaka kendine zarar verecek bir sürece, konjonktüre yani 90'lara dönmek için niçin çaba harcasın?
Harcayanlar belli işte. Öyle ya, doğal refleksi şiddet kullanmak olan devleti siyasetle dizginleyen Tayyip Erdoğan'ı etkisiz bırakabilirlerse ordunun etkin olacağını hesap etmiyorlar mıydı? Yoksa gözlerini kapatıp "seni başkan yaptırmayacağız" diye sille tokat giriştikleri hikâyesine mi inanmamızı istiyorlar?
Direneceğiz. Siyasetin hamlelerini bilmem ama Türkiye halklarının 90'lara dönmeye hiç ama hiç niyeti olmadığı ortada.
Çünkü bu halk 90'ları da, 12 Eylül öncesini de, 12 Mart'a, 27 Mayıs'a giden günleri de yaşadı. Eskiye dönmekle korkutanların kendilerini eskiye döndürenlerden başkası olmadığını kim onlardan daha iyi bilebilir?
Peki Kürt hareketinin aktörlerinin sıkıştıklarını anlamaları için daha ne olması gerekiyor? Bütün boyanız döküldü, 7 Haziran'da kinle partinize yönelen beyazları bile bu kez kandıramadınız.
Merkez medya da arkanızdan çekildi. Ahmet Hakan bile size çemkiriyor.
Çünkü çok hızlı döndünüz 90'lara. Gözlerimizin önünde hendek kazanlara dua isteyen Demirtaş değil, miting alanlarında Amerikan esprileri patlatan genç adam var. Öyle böyle dönmediniz yani.
Başınızın dönmesi geçince siz de bizim zamanımıza terfi edeceksiniz ama geç olacak inanın bana.
Çünkü hakikaten yorulduk, dahası bıktık.