Yıllardır fiili ittifakla seçime giren muhalefetin ve yandaşı medyanın kimi zaman Gezi türünden sokak kabadayılığıyla bile dayattıkları taleplerini kabul edelim.
Frankfurt Havalimanı'na yapılan ek binayı okurlarına "müjde" başlığıyla duyurup İstanbul'daki 3. Havaalanı projesi için "acelecilik" manşeti atan Hürriyet'i dinleyelim mesela. Devlet bütçesinden 1 kuruş çıkmadan yapılan bu inşaatı durduralım. Almanya yegâne aktarma merkezi pozisyonunu muhafaza etsin, Türkiye avucunu yalasın. Bizler de mevcutlardaki hava- yer trafiği yüzünden 1 saatlik mesafelere asgari 3 saatte ulaşalım.
Her gün binlerce yeni aracın yola çıktığı 20 milyonluk İstanbul'un boğazına yapılan ve sadece 500 metresi kalan 3. köprü projesini iptal edelim. Yetinmeyelim, HDP'li Sırrı Bey'in vaadinde olduğu gibi ayaklarını da bir hınçla sökelim. Hayatımızdan çalan trafik problemine "nerde bu devlet yaaa" şeklindeki yakınmalarımızla "yapısökümcü" çözümler arayalım. İki yakamız bir araya gelmesin.
Toplu taşıma projelerine de son verelim. Geçen gün Kabataş'taki metro inşaatını protesto eden TMMOB'la omuz omuza verip, yapılmış olanları da kapatırız. İki yakanın ucunda oturan emekçilere günde en az iki saat yoldan tasarruf sağlayan, elin El Pais'inin bile "asrın projesi" dediği Marmaray'ın girişine de beton dökeriz belki bir Gezi sonrası. Duble yolları da asit döküp eritiriz, olmazsa Demirtaş'ın belediyelerinin kepçeleri ya da "birkaç genci" mayınla sorunu kökten çözer. Tabii ya, ayda 200 liraya ev mi verilirmiş avama? Hem bizimkilerin manzarasını da bozuyor mantar gibi biten TOKİ toplu konutları. Ev ihtiyaçlarını, estetik kaygılarının önünde tutan dar gelirlilerin ve orta sınıfın tek umudu olan bu projelerin hızını yavaşlatalım.
Kürt sorunu ve terör problemi içinde dediklerine harfiyen uyalım, yaptıklarını yapalım. PKK Çözüm Süreci'nde olduğu gibi ateşkes ilan edince hükümeti "niye operasyon yapılmıyor" diye eleştiririz. Örgüt şimdiki saldırılarına başlayınca ve devlet de harekete geçince ise " hükümet ceberutlaştı, 90'lara dönüyoruz" diye bağırırız. On numara saçma olduysa, bu da tamamdır.
Kürt petrolünü, Rus gazını Türkiye üzerinden dünyaya aktaracak projeleri iptal edelim. Maksat eksenimiz kaymasın, varsın hep olduğu gibi batı...
Eğer Tabipler Odası vs.'nin vakti varsa şu tam gün yasasını da aradan çıkarırız tabii. Böylece hastaların canı pahasına muayenehaneler yeniden canlanır, bıçak paraları kemiğimize dayanır, hastanelerimiz o özlenen 90'lı yıllardaki kuyruklu haline geri döner.
Okullarda ücretsiz kitap dağıtımını ve tabletli eğitim projesini de derhal sonlandırmayı unutmayalım. Başörtülüleri okuldan, kamudaki işlerinden ve milletin meclisinden yeniden çıkartalım. Böylece tekrar "kadını eve kapatıyor yobazlar" diye ağlaşabiliriz de.
Yaa düşük faizler de sorun. Gecelik yüzde 2000 faizler geri gelir. İstihdam düşer, yabancı yatırımcı da devlete para satıp mevcut fiziki yatırımlarını bir bir kapatır. Haklısınız, fena mı, işsiz kalan, iş bulamayan da tükenmekte olan sendikacılığımıza can suyu olur böylece.
Dediğiniz gibi yerli araba, milli savuma projeleri de zaten çok "banal!" Merak etmeyin siz, durdurulacak hatta müteşebbisler de yargılanacak.
İstanbul dukalığının orijinal montaj sanayimize yerli rakip çıkartır mıyız hiç?
Anlaştık mı? Anlaşalım zira şimdilik bu kadarı yeter. 13 yılın birikimi, Merkez Bankası'ndaki rezervler bile bu kadar sabotajdan sonra çevirmez bu değirmeni. Sabır seçimden sonra da başka kalemleri de yaptırmayız yaptırmayız yaptırmayız!
Azıcık düştü mü "toplumsal" dediğiniz o meşhur gerginliğiniz?