Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin parlamenter sistemden partili Cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sistemine geçilmesi noktasındaki şu demeci önemli...
"Bu hususta, anayasa değişikliği yapılsa bile, değişiklik referanduma götürülmeli.
Zira milletin bu işi sahiplenmesi, buna ayrı bir güç katar.
Çift başlılığı ortadan kaldırmak lazım.
Aksi takdirde, birbirinizi ne kadar sevseniz de, geçmişte ne kadar beraber olsanız da, zaman zaman sıkıntılar söz konusu olabilir. Ama partili cumhurbaşkanlığı olduğu zaman, Fransa'daki sistemin farklı bir versiyonu söz konusu olacak demektir. Bunun da ayrı bir güç katabileceğini düşünüyorum."
***
Bu köşede defalarca yazdığım gibi ben dar bölge iki turlu başkanlık sistemini savunuyorum.
Partili Cumhurbaşkanlığı da denen yarı başkanlık modelini Türkiye'nin vücuduna tam uygun görmüyorum.
Başkanlık sistemi modelinin bizim ülkemize en yararlı olacak sistem olduğu kanaatindeyim. Bu görüşümün tüm parametrelerini de ortaya koyuyorum.
Öte yandan parlamenter sistem ile partili Cumhurbaşkanlığı modelinden birini seçmem gerekirse de partili Cumhurbaşkanlığı modelini desteklerim.
Çünkü her halükarda parlamentarizmden daha sağlıklı bir sistemdir. İçine girdiği istikrarsızlık bunalımından Fransa bu şekilde nispeten kurtuldu. Ama ideal model dar bölge iki turlu başkanlık sistemidir.
***
Başkanlık sistemine geçiş için esaslı bir anayasal değişim ya da yepyeni bir anayasa gerekiyor. Partili cumhurbaşkanlığında ise anayasada yapılacak küçük çaplı değişiklikler yeterli. Zannediyorum bu değişimin daha kolay olması sebebiyle partili Cumhurbaşkanlığı alternatifinin altını çiziyor Erdoğan. Yaklaşık 10 maddenin değiştirilmesi ile anayasanın partili cumhurbaşkanlığı sistemine uyumu sağlanabilir.
Aslında "Cumhurbaşkanı'nın nitelikleri ve tarafsızlığı" başlığını taşıyan Anayasa'nın 101'inci maddesi değiştiği an klasik parlamentarizm dönemi kapandı demektir. "Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişkisi kesilir" cümlesi Anayasa'dan çıkarılırsa partili Cumhurbaşkanlığının önünde engel kalmıyor. Değişiklik hayata geçerse Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin de genel başkanı olmaya devam edecek.
Sistem, başkanlık sistemi ile parlamenter sistemin karışımı. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. Aynı zamanda yürütmenin de başında yer alıyor.
***
Şu an parlamentarizmin daha demokratik olduğu ve partili Cumhurbaşkanlığı ya da başkanlık sisteminin diktatörlüğe götüreceği yalanlarıyla bazı kesimler paranoyaya sevk ediliyor. Oysa defalarca yazdığımız gibi başkanlık sistemi diktatörlüğün panzehiridir. Latin Amerika'da ortaya çıkan ve diktatörlüğe dönüşen bazı oluşumlar bu açılardan başkanlık sistemi diye nitelenemez. Ya seçim sistemleri farklıdır; ya başkana haddinden çok yetki tanımışlardır; ya da devlet kuvvetleri arasında denetleme ve dengeleme mekanizmaları kurmamışlardır.
Hele hele, darbeyle gelen bir generalin kendisine "Başkan Hazretleri" dedirtmesi o sistemi başkanlık sistemi asla yapmaz. Partili Cumhurbaşkanlığı modeli üzerinde tartışmalıyız...