Gündemde hep gündelik kısır siyasi konular var. Oysa Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri enerji olgusu ve bu hakiki gündem hiç konuşulmuyor. Dünkü konuşmasında Recep Tayyip Erdoğan enerji meselesini gündeme getirdi. Fakat Cumhurbaşkanı'nın sözleri bile kamuoyunda bu meselenin konuşulmasını yeterince ateşleyemiyor. Enerjinin, Türkiye'nin içinden geçtiği kritik dönemin en önemli unsurlarından, tartışma konularından ve hedeflerinden biri olduğuna işaret etti Erdoğan. Türkiye'nin zengin doğal kaynakları bulunmadığını, petrol ve doğalgaz kaynakları sınırlı olan Türkiye'de, diğer kaynakların tamamı devreye girse bile enerjide dışa bağımlılığın ortadan kaldırılamayacağını söyledi.
***
Türkiye'nin enerji konusundaki avantajına da dikkat çeken Erdoğan, zengin enerji kaynaklarına sahip coğrafyalar ve bunlara ihtiyaç duyan ülkeler arasında Türkiye'nin köprü ve geçiş noktası olduğunu vurguladı. Enerji kaynaklarının güvenli, istikrarlı ve ekonomik geçişini sağlamanın, bu kaynaklara sahip olmak kadar stratejik önemi bulunduğunu söyleyen Erdoğan, ülkenin son yıllarda maruz kaldığı tüm saldırıların ve sıkıntıların arkasındaki en önemli unsurlardan birinin enerji olduğunu kaydetti.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözleri önemli:
"
Enerji Bakanımızın telefon görüşmelerinin dinlenmesi, bunların bir yerlere servis edilmesi boşuna değildir. Bunun üzerinde durmamız gerekir. Türkiye'nin enerji politikalarıyla ilgili detayları içeren görüşmelerin dinlenip medya aracılığıyla cümle âleme servis edilmesi herhalde habercilik çabası olarak değerlendirilebilecek bir konu değildir. Nitekim
Türkiye'yi ekonomik olarak kıskaca almak isteyenlerin önce finans ve inşaatla birlikte, enerji sektörüne, o alanda yatırım yapan işadamlarımıza yöneldiğini görüyoruz. Gezi olayları sırasındaki ekonomiyi durdurma çağrısı, meselenin ağaç olmadığını, asıl niyetin çok farklı olduğunu ortaya koyan ipuçlarından biriydi. Aynı şekilde 17-25 Aralık darbe girişiminde hedef alınan, çökertilmek istenen isim ve firmalar da bu girişimin gerisindeki gerçek niyeti ortaya koyuyordu. Türkiye'nin
TANAP gibi, Kuzey Irak petrollerinin Ceyhan'dan dünyaya satışı, Akkuyu ve Sinop nükleer santralleri gibi enerji projelerinin kimleri, niçin rahatsız ettiğini gayet iyi biliyoruz. Hatta Çözüm Süreci'ne yönelik provokasyonların bir kısmının da gerisinde benzer dertlerin olduğunu çok açık, net görüyoruz. Hiç kimse kusura bakmasın, açık ve net söylüyorum; Türkiye ekonomide ve demokraside gelişmeye, büyümeye, 2023 hedefleri doğrultusunda adım adım ilerlemeye devam edecektir. Bizim, 77 milyon insanımıza sözümüz var."
***
Erdoğan'ın liderliği ve Davutoğlu'nun Başbakanlığında 8-9 sene sonra 2023'te, yani Cumhuriyetimizin 100. yılında en az 2 trilyon dolar büyüklüğe sahip Büyük Türkiye hedefimiz var. 2023'te kişi başı milli gelir en az 25 bin dolar, ihracat ise en az 500 milyar dolar olmalı. Bu rakamlar dünyanın en güçlü 10 ülkesinden birinin Türkiye olacağı anlamına geliyor.
***
Peki bu nasıl olacak? Bu hedeflere nasıl ulaşılacak? 2023'te kişi başına 25 bin dolar milli gelir asla hayal değildir. Bunun formülü çok açık. Amerika'yı yeniden keşfetmenin âlemi yok. Yarın bu formülü yazacağım.