Yazılarıma bir hafta ara vermiştim. O arada epey konu birikti ama Soma'da yaşanan maden faciası tüm diğer konuları sildi süpürdü. Çok korkunç bir olay yaşadık. Bu faciayı öğrendiğim an ben de hayatımdaki gündelik bir meseleyi düşünüyordum.
Yaşananları sıcağı sıcağına öğrendikçe o an düşündüğüm konudan utandım ve kimyam bozuldu.
Yüzlerce insanın ölüm haberi geldikçe utancım arttı.
***
Abuk sabuk nefsani konular, gelip geçici meseleler ister istemez beynimizi işgal ediyor.
Sonradan düşününce aptalca geliyor ama o an o aptalca konu dünyanın en önemli işiymiş gibi gelebiliyor günümüz insanına. Geçici ve uçucu hayatlar yaşıyoruz. Ama ne kadar unutmaya çalışsak da ölüm gerçeği binyıllardır olduğu gibi değişmiyor ve değişmeyecek.
***
Soma'da yaşanan korkunç olay Türkiye'de işçilerin sorunlarıyla ilgili hepimizi düşündürtmelidir. Bu konular Türk medyasında neredeyse hiç konuşulmuyor hiç yazılmıyor artık. Hem işçi sağlığı hem de iş güvenliğine dair esaslı yazı dizileri yapılmalıdır.
***
Son 12 senedeki ciddi refah artışına rağmen Türkiye'de çalışan sınıfların özellikle alt seviyede çalışan sınıfların sömürülmeye devam ettiği bir realitedir. Çünkü bu ülkede sermaye hâlâ ülke nüfusuna oranla çok kısıtlı, o sebeple hâlâ işsizlik sorunumuz var.
Sermayedarlar gayet ucuz fiyata emek kiralayabiliyor.
O çok çalışan ama az kazanan emekçiler fazla ücret istediğinde, o işçiler yerine daha ucuz paraya çalışabilecek milyonlarca insan var. Temel mesele bu.
***
Evet, çalışan kesimlerin önemli bir kısmının hâlâ hak ettiği ücreti almadığı çok açık. Ama bu sömürü "
Sömürü bitsin" diye bağırarak yürüyüşler yaparak geçmez.
Deprem olduğunda "
Evimiz yıkılmasın" diye bağırmakla bir şeyin değişmeyeceği gibi.
Öte yandan "
Ekonomik aklın gereği bu, n'apalım, herkes aldığı paraya katlansın" gibi vicdansızlıkla da bu vaziyet geçiştirilemez.
Maalesef Türkiye bugün solcu aptallıkla sağcı vicdansızlık arasında kalmış bir ülkedir bu emek ve işsizlik meselelerinde.
***
Bu ülkede sermayeyi bollaştırmak, yabancı sermayenin önündeki engelleri kaldırmak, yatırımların önündeki bürokratik engelleri ve anlamsız yüksek vergileri kaldırmak ve devleti olabildiğince küçültmek tamamen işçi- yandaşı yoksul- yandaşı bir politikadır.
***
Devletin küçültülmesi çalışan sınıfların emekçilerin lehine olacak bir politikadır.
Devletin küçültülmesi yalnızca dünya tarihinin en sömürücü, en asalak sınıfı olan bürokrasi sınıfının aleyhine olur. Bürokrasinin alanının genişlemesi ise hem işçilerin hem de işverenlerin, yani bütün bir toplumun aleyhine olan tek şeydir. Bürokratik sınıf koordinasyon amaçlı olarak olabildiğince az olmalıdır. Bir ülkede sermayeyi bollaştıran ve devleti daraltan ekonomik politikalar, işsizliği hızla azaltacak ve işçi ücretlerini otomatikman artıracak politikalardır. Soma'daki facianın nedenlerini araştırıp yetkililere hesabını sorarken yaşayan milyonlarca işçinin lehine neler yapılabilir diye de düşünmeliyiz. Soma'da vefat eden tüm insanlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Allah mekânlarını cennet etsin.