Peki bu vesayetçilik nedir?
Hâlâ askeri bir darbe tehlikesinden mi bahsediyoruz?
Açık konuşayım... Bir askeri darbe tehdidi yok...
TSK'dan bir cuntanın çıkıp böyle bir çılgınlık yapma ihtimali yok. Olsa bile plan aşamasında hepsi içeri tıkılır... O noktada sıkıntı yok... Kimse "Tankın önüne yatarım" gibi yalancı kahramanlıklar yapmasın... Tank mank sokağa çıkamaz...
Onu 5 sene önce söyleyecektiniz...
Ama vesayetçilik hastalığı sadece askerlere ait değil. Askerlerin boşalttığı vesayet koltuğuna oturmak isteyen kimi bürokratlar ve yargı mensupları yok mu? Maalesef var...
Peki bu bürokratik ve yargı vesayeti temsilcileri hükümeti indirmek için kimi iç ve dış sermaye çevreleriyle ittifak halinde mi? Maalesef hem de çok kirli bir ittifak söz konusu...
Muhtemelen bu ittifakın detaylarını isim isim merak ediyorsunuz...
Durun bu daha ilk günüm, hemen gaza basmayalım...
Sonra biraz şans tanıyalım. Belki iyot gibi açığa çıktıklarını fark edip çark ederler, sivil demokratik otoriteye tam bağlı hale gelirler...
Eğer böyle olursa Türk demokrasisi hasarsız, ziyansız, soruşturmasız ve provokasyonsuz yoluna devam eder...
Bekleyelim görelim...