Türk demokrasisi zor bir dönemeçten geçiyor...
Böyle bir dönemde Türk medyasının transatlantik gemisi SABAH gazetesinde yazmaktan gurur duyuyorum. Ama aynı zamanda da bu durum insanın omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklüyor...
Her zaman olduğu gibi SABAH'taki köşemde de temel prensibim net ve açıktır...
Her türlü vesayetçi güç ve zihniyete karşı liberal demokrasinin yanında olurum...
Ülkeyi demokratik yollarla iktidara gelmiş sivil hükümet yönetir...
Seçilmiş sivil hükümete atanmış hiçbir güç vesayet edemez...
Hükümetin icraatlarının tamamına karşı olsak bile yine de demokrasi dışı güçlerin vesayet girişimleri asla kabul edilemez...
Vesayetçiliğe karşı dik durmak seçilmiş sivil hükümeti beğenip beğenmemek meselesi değildir...
Bu bir ilke meselesidir...
Bürokrasi ve yargı içinden sivil hükümete meydan okumaya kalkan olursa tüm demokrat aydınlar bu vesayetçiliğe karşı dimdik durmak zorundadır...
Bu kritik dönemeçte demokrasinin yanında dimdik durmayan, vesayetçilerle demokratik kuvvetleri aynı kaba koyan ya da bilakis bürokratik vesayetin yanında olanları bu köşeden teşhir edeceğim...
Hele de bu vesayetçi kişiler kendilerine bir de utanmadan "liberal" ya da "demokrat" diyorlarsa kalemim daha da sertleşecek...
Bu sahtekâr zihniyetleri alenen rezil edeceğim...
Sözüm söz...