Eğer 'Kovid-19' küresel virüs salgını 2020'nin ilk çeyreğinden itibaren dünya ekonomisi ve küresel ticareti bu derece sarsmasaydı, bitirmekte olduğumuz 2021 yılı sonu itibariyle küresel GSYH'da 100 trilyon doları, küresel ticaret hacminde de 24 trilyon doları konuşuyor olacaktık. 2019'da 87.3 trilyon doları aşan küresel GSYH, 2020'de dünya ekonomisi yüzde 3 bile büyüse 92 trilyon doları aşacak ve 2021'de de 100 trilyon dolara yaklaşacaktı. Ancak, küresel pandemiyle dünya ekonomisi 2020'de 84.5 trilyon dolara geriledi. Yani, 2020'de dünya ekonomisinin gerçek kaybı 8 trilyon dolar. 3.1 milyar beyaz ve mavi yakalı çalışanın minimum gelir kaybı 3.5 trilyon dolar.
Bununla birlikte, gerek Kuzey Yarıküre'den başlayarak hızlanan aşılanma süreci ve önde gelen ülkelerin ekonomik ve ticari hayatı neredeyse durma noktasına getiren karantina ve kapanma kararlarından geçtiğimiz ilkbahardan itibaren uzak durmakta kararlılık göstermeleriyle, son 80 yıldır ilk kez dünya ekonomisi 2021'i yüzde 4.9 ile 5.9 arası, büyük ölçüde yüzde 5.6 düzeyinde beklenen iddialı bir büyüme ile kapatıyor gözüküyor. Bu durum, 2021'in sonunda dünya ekonomisin 93.9 trilyon dolar gibi bir küresel GSYH düzeyi yakalayacağını; 2022'nin büyüme beklentileri doğrultusunda ise, gelecek yılın sonunda dünya ekonomisinin 100 trilyon dolar çıtasını kıracağını gösteriyor.
25 yıldır müşterilerine ekonomi ve iş yaşamına yönelik kapsamlı analizler yapan ve önemli raporlar yayınlayan Ekonomi ve İş Araştırma Merkezi'nin (CEBR) 26 Aralık'ta yayınlanan son raporu, çarpıcı bir tespit ile dünya ekonomisi 100 trilyon dolar çıtasını kırarken, Çin'in GSYH büyüklüğünde ABD'ye; daha da önemlisi 2030'da dünya ekonomisinin bir numaralı ekonomisi olmaya bir adım daha yaklaşacağına işaret ediyor. CEBR'in raporu, Hindistan'ın ise önce 2022'de Fransa'yı, 2023'de ise Birleşik Krallık'ı geçeceğini belirtiyor. CEBR'in bir önemli uyarısı ise, 2020'den bu yana ABD gibi önde gelen batılı ekonomileri törpüleyen enflasyonla mücadele beklenen sonucu vermez ise, enflasyonu durdurmak için alınacak sert tedbirlerin 2023 ve 2024'de bu ekonomilere 'resesyon' getirme riski.
Araştırma raporu, 2033 sonunda Almanya'nın Japonya'yı geçecek bir ekonomi olacağına da işaret etmekte. Bu öngörü, Almanya'nın adeta Japonya ile yarışan 'yaşlı nüfus' sendromunu, Japonya'ya göre daha cesur 'göçmen politikası' izlemesi ve önümüzdeki 10 yıl için artacak işgücü sorununu çözmesi halinde Japon ekonomisini geçebileceği anlamına da gelmekte. CEBR'in raporu Endonezya'nın 2034'de dünyanın en büyük 9. ekonomisi arasına gireceğine, Rusya'nın da 2036'da ilk 10'a girmeye güçlü bir aday olduğunu vurguluyor. Hindistan ise, 2031'de dünyanın 3. büyük ekonomisi olmayı garantileyecek. 2036'da Fransa'nın GSYH'ndan yüzde 16 daha yüksek olacak Birleşik Krallık ekonomisi ise Brexit nedeniyle hiç sorun yaşamayacak gibi gözüküyor. Bu nedenle, Türkiye'nin 2030-2033 dönemi için küresel GSYH ve ticarette yüzde 1.5'i yakalaması kritik önemde olacak.