Son birkaç yazıdır detaylarını paylaştığımız küresel ticaret savaşları ve bu savaşın uzantısı haline gelmiş olan kur savaşları, ABD Doları'nın değerine yönelik tartışmaları da alevlendirmiş durumda. Dünyanın önde gelen para birimlerine karşı ABD Doları'nın performansını gösteren Dolar Endeksi en son 2016 yılı sonunda 100 puanın üzerini görmüştü. 2018 yılı başında 90 puanın dahi altını görmüş olan Dolar Endeksi, bu tarihten bu yana ki en yüksek değerinde seyrediyor.
98-100 puan seviyesindeki Dolar Endeksi hareketi doğal olarak ABD'nin ticaret ve kur savaşlarında elini zayıflatıyor.
Bu nedenle, Başkan Trump'ın geçtiğimiz yılın ekim ayından bu yana süregelen ABD Merkez Bankası (FED) ile ilgili sosyal medya paylaşımları ayda bazen 1, bazen 2, geçtiğimiz aralık ve nisan aylarında en fazla 4 adet iken, temmuz ve ağustos aylarında Trump'ın FED'e yönelik sosyal medya paylaşımları sayısı ayda 15 adedi aştı. Trump FED Başkanı Powell üzerinde 'yüklü' bir faiz indirimi konusundaki baskıyı arttırmış durumda. Uluslararası finans kurumları FED'in eylül ve ekim ayı toplantılarından 0,25 puanlık ardı ardına faiz indirimi kararı bekleseler de, Trump eylül toplantısında '1 puanlık' faiz indirimiyle, FED'in ABD'nin büyüme potansiyelini hızla hayata geçirecek güçlü bir adım istiyor.
Avrupa cephesinde de, gerek büyüme endişelerini bertaraf etmek, gerekse de ticaret ve kur savaşında euronun değerini zayıf tutmak adına, para politikası konusunda atılması beklenen adımlarda daha kararlı bir tavır gözleniyor. Bu tablo, Türkiye açısından, sadece mal ihracatındaki rekabetçiliğimiz açısından değil, aynı zamanda turizm, sağlık, eğitim, ulaştırma, lojistik, yazılım gibi hizmet ihracatı alanındaki rekabetçiliğimiz açısından TL'nin değerini çok iyi yönetmemizi gerektirmekte.
TL'nin 2018'de, önde gelen para birimleri karşısındaki değer kaybı ekonomiye 'enflasyonist' etkiyle dönmüş olsa da, alınan tedbirlerle bu etkinin 'eritildiği' bir sürece girmemizin yanı sıra, döviz kurlarındaki artış Türkiye Ekonomisi'ne mal ve hizmet ihracatında yeni rekorlar olarak döndü. Sadece kaldıkları otellere ve restoranlara yaptıkları harcamalar değil, Türkiye'ye gelen turistlerin yaptıkları alışveriş de 2019'un 7 ayında yüzde 70 artmış.
Bu nedenle, sonbaharda daha da sertleşecek 'kur savaşları'na yönelik projeksiyonları, senaryoları iyi takip ederek, TL'nin değerini küresel rekabetteki konumumuza göre iyi yönetmemiz gerekecek.