2017'de 80 trilyon dolara yaklaşmış olduğu tahmin edilen küresel GSYH büyüklüğü, 2030'da 16 trilyon dolar artarak, 96 trilyon dolara ulaşacak. Küresel ölçekte, ülke içi ve ülkeler arası lojistik hizmetlerinin büyüklüğünün dünya GSYH'sinin yüzde 30'una karşılık geldiği düşünüldüğünde, 24 trilyon dolar büyüklüğündeki lojistik sektörü 30 trilyon dolara dayanacak.
Bu rakamın içinde yer alan küresel taşımacılık endüstrisinin büyüklüğü ise, ülke içi 2 trilyon dolar, ülke dışı 2 trilyon dolar olarak şekillenmekte.
2 trilyon dolarlık, ülkeler arası taşımacılığın 1.5 trilyon dolarını kara yolu, 200 milyar dolarını demiryolu ve denizyolu, 100 milyar dolarını ise havayolu taşımacılığı oluşturmakta. Bu rakamların 2030'a kadar yüzde 20 ile 25 artacağını bilmemizde yarar var. Çünkü bugün kabaca dünya GSYH'sinin yüzde 20'sini oluşturan küresel mal ihracatı hacmi, 2030'da küresel GSYH'nin yüzde 25'ine, 2060'ta ise yüzde 33'üne ulaşacak.
Yani, 2030'da küresel ihracat, mal ticareti hacmi 24-25 trilyon dolara ulaşacak.
Sadece, Çin ve Avrupa Birliği verilerine baktığımızda, halihazırda, Çin'in 2.1 trilyon dolarlık ihracatının yüzde 19'unun AB'ye, AB'nin 1.9 trilyon dolarlık ihracatının yüzde 17'sinin de Çin'e olduğunu dikkate aldığımızda, sadece iki coğrafi alan arasındaki ticaret 725 milyar dolar. Bu rakam, 2030'da 1.2 trilyon dolara ulaşacak. Çin'in 2030'da tarım ürünleri ithalatının bugüne göre 3 kat, maden ve enerji ithalatının ise 10 kat artması bekleniyor.
Bu durum, Avrupa ile Asya arasında, Afrika ile Asya arasında 2030'a kadar mal sevkiyatının katlanarak büyüyeceğini gösteriyor.
Halihazırda, Asya küresel ticaretin yüzde 40'ını, Avrupa yüzde 34'ünü ve Afrika yüzde 2.2'sini gerçekleştirmekte.
3 kıta arasındaki uluslararası mal akışı 6-7 trilyon dolarlardan, yakın gelecekte, 9-10 trilyon dolarlara çıkacak ve Çin'in 'kuşak-yol' projesinin temel gerekçesi de, bu büyüklükteki bir küresel ticareti sadece deniz taşımacılığı ile gerçekleştirmenin imkânsız olduğu. Bu nedenle, Hazar'ın kuzeyinden de, ortasından da, güneyinden de, İran üzerinden de, Karadeniz'den ve Türkiye'den ciddi miktarda mal sevkiyatı geçecek.
Milyarlarca metreküplük mal sevkiyatından, bunun depolanması ve lojistiğinden, en az 1 milyon yeni istihdamdan ve 30 trilyon dolarlık lojistik hacminin sadece yüzde 1.5'ine talip olsa, Türkiye için 450 milyar dolarlık bir işlem hacminden, 50 milyar dolarlık bir karayolu, demiryolu ve denizyolu taşımacılığından söz ediyoruz. Kanal İstanbul, inşaat maliyetinin 50 katı bir işlem hacmine talip oluyor. Marmara, Kuzey Ege ve Batı Karadeniz'in, 'Altın Halka' ile çekeceği 100 milyarlarca dolarlık ulusal ve uluslararası yatırım, 2030'da Türkiye'yi 1.7 ile 2 trilyon dolarlık bir ekonomiye, dünya milli gelirinin ise yüzde 1'inden yüzde 2'sine taşıyacak.