FETÖ'cü kalkışmanın üstünden iki hafta geçince insan olayın farklı derinliklerini kavrıyor. Onların başında da bizatihi 'darbe girişiminin' kendisi geliyor.
Evet, 21. yüzyılda, 2016'da, Temmuz ayının 15. günü ordunun içinde bir grup (?) silahlı müdahaleyle iktidarı, o ne kelime, devleti ele geçirmeyi, daha sonra askeri, faşizan bir cunta kurmayı ve Türkiye'yi o şekilde yürütmeyi düşündü. Düşünebildi.
Bu girişimde bulunanlar basbayağı bir iç savaşı göze almışlar. Bizzat kendi halkının üstüne uçak kaldırmaktan, tank sürmekten, helikopterden ateş etmekten kaçınmıyorlar. Bunlar, Meclis'i bombalayabiliyor. Sembolik bir anlamı da var o girişimin. Meclis'e ihtiyacımız yok diyorlar.
Bu terör örgütünün ideolojisi de bence açıktır: Kalkışma, her şeyden önce körleşmiş bir zihnin, gene körleşmiş bir iktidar arayışıdır. Sadece şiddete, zora, kıyıma dayanan bir iktidar arayışı. Yani, Faşizm!
***
Böyle bir iktidar arayışı sadece '
askeriye içindeki bir grubun' muhakemesi,
şimdi ayrıntıları
Latif Erdoğan'ın
Şeytanın Gülen Yüzü isimli kitabında (Turkuvaz
Medya Grubu), içeriden, onca ayrıntısıyla
verilen, Amerika'da yaşayan o kişinin mantığı
olabilir mi? Kim inanır buna?
Girişimin temel maksadı belliydi ve o da
Erdoğan'ı ortadan kaldırmak,
cuntayla gerekli
uluslararası siyaset girişimlerinde bulunmak,
Türkiye'yi yeniden
kendi sınırlarına kapamak ve ardından bir kere daha güdümlü, göstermelik, içi boş bir '
seçim demokrasisine' geçmek. Hiç kuşkunuz olmasın,
anayasa değiştirilecek,
Türkiye 1980 darbesinden sonra maruz kaldığı düzenlemelere benzer düzenlemelerden geçecekti.
Bu bir uluslararası plandır. O nedenle de ısrarla '
darbe bitmedi' diyorum.
***
Beni de işte o noktada ilginç bir husus ilgilendiriyor. Asıl. Nasıl oluyor da, bugünkü günde,
askerin içinden bir grup (?) böylesi bir girişime
, darbeye, inanabiliyor. Hele, '
darbe bitmedi' diyorsam, demektir ki,
bundan sonra da benzeri bir girişimin gerçekliğine, işlevine, doğruluğuna, haklılığına inananlar olacaktır. Gene bu darbe girişimine kalkışanların daha ziyade
tuğ-tüm general rütbesinde olduğu düşünülürse, o düzeyde eğitimli, deneyimli insanların bu fikre inanmasının sebebi, şartı nedir?
Bunun bir tek nedeni var:
Darbe dediğimiz olgunun bir gerçek olarak askerin zihninde bulunmasıdır. Bu söylediğimin
daha açık ifadesi de, o kesimin,
demokrasi denen '
gerçekle' uzaktan
yakından ilgili olmamasıdır. Yani Türkiye
hâlâ hiç de öyle azımsanmayacak sayıda
insanların
darbe düşünebildiği, ne düşünmesi
darbe girişiminde bulunduğu, darbenin
realitesine inandığı bir ülkedir.
Türkiye'de darbe geleneğinin
1908'den beri ordunun
'kurucu bilinci' olduğunu biliyoruz. Ama 110 sene sonra hâlâ mı kurucu bilinç? Ordunun sadece
% 1.5'i bu işe kalkıştı demenin de hiçbir inandırıcılığı yok. General kadrosunun neredeyse yarısı darbe sonrasında temizlenmişse Hınıs'taki eri darbeye katılmayanlar arasında saymak anlamsızdır.
Evet, Türkiye, bir kanadıyla darbe düşünen, darbeye inanan insanlar ülkesidir ve her şey bu gerçekte saklıdır.
Bu,
tankın önüne çıplak yumruğuyla çıkan insanın önemini, anlamını hâlâ kavramayan
insanlar ülkesidir Türkiye, demeye
gelir ki, o zaman soruyorum,
böyle şey olur mu yahu?...